Tarafların devamlı kavga etmesi, davacının davalıya hakaret edip evden kovması, davalının eşyaları tahrip edip taşla evin camını kırmasının; evlilik birliğinin taraflar için çekilmez hale geldiğinin ve boşanmanın kabulü için yeterli sebep olacağı-
Boşanma davaları kamu düzenini ilgilendirdiğinden hakime geniş takdir hakkı tanındığı, tarafların bir dava üzerinde serbestçe hareket etme imkanına sahip olmadığı– Boşanma davalarında hakimin kanıtları serbestçe -ancak, objektif esaslara dayanarak- değerlendirilebileceği– Mahkemece maddi olayların takdirinde hataya düşülmesi halinde, hükmün Yargıtay’ca bozulacağı–
Eşlerin hem davalı hem barışık olmasının, olası bir davranış ve makul bir hareket tarzı olarak düşünülemeyeceği- Boşanma davası açılması üzerine, istek olmasa bile hakimin davalı kadın (ve yanındaki çocuklar) yararına kendiliğinden -dava tarihinden itibaren- uygun miktarda nafakaya hükmetmesi gerekeceği–
Evlenme tarihinden önce, kocasının suç işlediğini bilerek onunla evlenen kadının, bunu boşanma sebebi yapamayacağı–
Eşine taktığı altınları bozdurup gece kulüplerinde harcayan, uzun süre eve gelmeyen kocanın, güven sarsıcı davranışlar içine girmiş sayılacağı–
Taraflar dinlenmeden, vekillerinin beyanı üzerine MK.nun 166/III’e göre «anlaşmalı boşanma» kararı verilemeyeceği– MK.nun 166/III’e göre boşanmaya karar verilebilmesi için, tarafların mutlaka duruşmada hazır bulunmalarının zorunlu olduğu-