Boşanmalarına karar verilse dahi anlaşmalı boşanma hükmünün gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz edilmesi, davadan açıkça feragat edilmedikçe, anlaşmalı boşanma yönündeki iradeden rücu niteliğinde olduğu, bu halde, anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekeceği-
Tarafların barışıp bir araya gelmeleri karşısında artık önceki olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemeyeceği-
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin anlaşmasının bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hale geleceği ve boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerektiği-
Mahkemece ön inceleme duruşmasında dava nihai olarak karara bağlanmayıp tahkikat aşamasına geçildiğine göre, davalının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 147. maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesinin zorunlu olduğu-
Davacı-davalı kadının taşınmaza yönelik davası tefrik edilip, tefrik kararı da temyiz kapsamı dışında bırakılarak kesinleştiğine göre, mahkemece bozmadan sonra tefrik edilen davaya ilişkin olarak yeniden karar verilmesinin doğru görülmediği-
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin, gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönebileceği, bu durumda, anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekeceği-
Davalının haberdar olmadığı kesin sürenin sonuç doğurmayacağı- Davalının tanıklarının dinlenmesi için gerekli delil avansını yatırması halinde davalı tanıklarının da usulüne uygun dinlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Bilinen son adreste tebligatın yapılamadığı veya bu adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan doğrudan muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde tebligat yapılamayacağı-
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu ve boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi sayılmayacağı ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebepler ve delillerin tespit edilmesi gerektiği- Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma unsuru davada gerçekleşmediğinden bahisle açılan davanın reddi gerektiği-
