Taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın, infazında güçlük çıkarmayacak şekilde belirtileceği- Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği-
Mahkemece, tarafların evliliğinin boşanmayla değil, ölümle sona erdiği, velayete ilişkin hüküm kesinleşmediği gibi anne ve babadan birinin ölümü halinde velayetin sağ kalana ait olacağı dikkat alınmaksızın, daha önceden müşterek çocuklarla ilgili alınmış bir karar olduğu gerekçesiyle velayet hususunda "karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, tefrik edilip sonradan birleştirilen ziynet ve eşya alacağına yönelik davada, dilekçelerin taraflara tebliği ile dilekçeler aşamasının tamamlanmasının gerektiği- Mahkemenin, hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini gerekçeli olarak açıklamasının zorunlu olduğu-
Fazla çalışmanın ispatı yönünden şube açma kapama kayıtlarının -Alarm Kontrol Merkez Aylık Aktivite Raporları- tek başına bir yazılı ispat vasıtası olarak kabulü mümkün olmadığı, bu kayıtların, davacının bireysel olarak ne kadar çalıştığını değil, şubenin açılış ve kapanış saatlerini gösterdiği, anılan kayıtların tanık anlatımları ile birlikte değerlendirilmesi suretiyle sonuca gidilmesi yerinde ise de, tanıkların davacının çalışma düzenini bilebilecek kişiler olmasına özen gösterilmesi gerektiği- Dosya kapsamına göre davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıkları sürenin sınırlı olduğu tespit edilmekte olup, mahkemece bu yön gözetilmeden değerlendirme yapılması hatalı olduğu-
Şikayetçi-borçlunun, icra müdürlüğünün teminat mektubunun nakde çevrilmesine yönelik işleminin iptalini talep ettiğinin, mahkemece, icra müdürlüğü kararının yerinde olduğu belirtilerek şikayetin reddine karar verildiğinin görüldüğü, mahkemece şikayetin reddine dair verilen karar yasal bir gerekçeyi içermediği anlaşılmakla kararın bozulması gerekeceği-
Bozma kararı üzerine önceki hükmün tamamen ortadan kalkacağı; bu sebeple bozma kararından sonra mahkemece 6100 sayılı Kanun'un 297. maddesinde belirtilen unsurları içeren yeni bir karar verilmesi gerekeceği- O halde, bozma sonrası hüküm tesis edilirken bozma kapsamı dışında bırakılan ancak onanmasına da karar verilmeyen hususlarda hüküm tekrarı yapılması gerekeceği-
22. HD. 06.02.2019 T. E: 2017/19809, K: 2467-
Mahkemece gerekçeli kararda dosya içerisine sunulan belgelerin ve takip dosyasının özetine yer verilmiş, ancak tarafların iddia ve savunmalarının tartışılıp değerlendirilmediği gibi hangi gerekçeyle davanın kabulüne karar verildiği de açıklanmamış olduğundan ve miktar belirtilmeksizin infazda sorun yaratacak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olduğundan kararın bozulması gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; taraflarca sunulan tüm delilleri birlikte değerlendirmek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nin 297. (Mülga HUMK'un 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
Bozma ilamından sonra yapılan yargılamada dosyaya iki kök rapor ve iki ek rapor alındıktan sonra, verilen kararın gerekçesinde hangi rapora itibarla karar verildiği ve diğer raporlara itibar edilmeme sebepleri hususunda her hangi bir açıklama yapılmadan karar tesis edilmiş olması kararların gerekçeli olması kuralına aykırılık teşkil ettiği- Davacının dava dilekçesinde talep ettiği istirdat talebi hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesini hatalı olduğu-