Mahkeme kararının gerekçe kısmında, yalnızca dosya kapsamı, davalılara yazılan yazı cevapları, ilgili kurumlara yazılan müzekkere cevapları, yargılama aşmasında dinlenen tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporuna atıfta bulunulmak suretiyle açılan davanın reddine karar verildiği belirtilmiş olup; davaya konu maddi olguların nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı belirtilmediğinden hükmün bozulması gerektiği- İşsizlik ödeneğinin muhatabının işveren değil; Türkiye İş Kurumu olduğu-
Hacizlerin kimler için yapıldığı, kimlerin hangi mahcuzlar için istihkak iddiasında bulunduğu, dava konusu olan ve davacı üçüncü kişinin hangi mahcuzlarla ilgili istihkak iddiasında bulunduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde hükmün infazda tereddüt oluşacak şekilde verildiği- İstihkak davalarında mülkiyetin tespitine karar verilmeyeceği- Mahkemece, HMK. mad. 31 uyarınca dava konusu yapılan haciz tutanaklarının takip borçlularından hangisi için düzenlendiği ve haciz adreslerinin neresi olduğu, haciz tutanaklarında yazılı tarihlerde bir hata olup olmadığı, bir hata var ise düzelttirilmesinin icra müdürlüğünden istenmesi, bundan ayrı talimat dosyasında yer alan haciz tutanaklarında belirtilen adresler ve borçlu isimleri ile dava dilekçesi ve davacı vekilinin dilekçelerinde yer alan beyanları dikkate alınarak dava konusu yapılan hacizler ve istihkak iddiasında bulunulan mahcuzların açıklattırılması, davaya konu mahcuzlar ile ilgili durumun netliğe kavuşturulması, ondan sonra dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece hükmün gerekçesinde "şikayetçinin iddialarının itiraz olarak ileri sürülmesi gerektiğinden" bahisle "şikayetin reddine" karar verildiği belirtildiği halde, hüküm kısmında "açılan şikayetin sübuta ermemesi nedeniyle reddine" karar verildiğinden çelişkili hükmün bozulması gerektiği-
Mahkemece hüküm kurulurken, yapılan keşif sonrası alınan fen bilirkişi raporuna atıfta bulunularak, raporda gösterilen, ......... m2 lik kısmın davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline denilmiş ise de, anılan rapor ekindeki kroki incelendiğinde, tescile konu olan ve iptaline karar verilen miktarın kroki üzerinde gösterilmediğinin anlaşıldığı, hal böyle olunca; infazda tereddüt uyandırmaycak ve infaz kabiliyeti olacak şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Tapu iptali ve tescil davalarında, iptale karar verilmeden tescile karar verilemeyeceği, yazılı şekilde kurulan hükmün infazda duraksama yaratacağı, hükmün, bu haliyle HMK'nin 297. maddesine aykırı bulunduğu-
Davacının onama ile sonuçlanan işe iade davasında, süresi içerisinde işverene başvurup başvurmadığı, davalının, davacının çalışma teklifini kabul edip etmediği, işe iade davasının sonucunun gerçekleşip gerçekleşmediği, işe başlatmama halinde bu kararın ne zaman kesinleştiği ve dava tarihi itibariyle feshin olup olmadığı, dava tarihi itibariyle akdin feshinden söz edilip edilemeyeceğine göre hüküm kurulması gerektiği- Mahkemece, davacının ../../2014 tarihli dilekçesi ile kıdem, ihbar, yıllık izin, hafta tatili, fazla çalışma alacakları için dava değerinin 1.000,00 TL olduğunu bildirdiği, talep ettiği alacaklar için karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi nedeni ile bu alacak kalemleri için davalı lehine maktu vekalet ücretine, ../../2014 tarihli dilekçesinde ise maaş farkı, ikramiye, bayram harçlığı, izin harçlığı, yakacak yardımı, ayakkabı fişi, erzak yardımı alacakları için 14.637,00 TL daha talep talep ettiği alacaklar için ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.13/2 gereği, davanın kabul edilen ve reddedilen kısımları için, kabul ve reddedilen kısımları geçmemek üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Yeniden tefrik kararı verilmek suretiyle, mükerrer karar verilmesi, HMK'nin 297/2 maddesi gereğince doğru değil ise de, bu durumun yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Davacı dava dilekçesinde yıllık ücretli izin kullanmadığını iddia ettiği, davalının ise davacının yıllık ücretli izinlerini eksiksiz kullandırıldığını savunduğu davada, davacı tanık N. işyerinde son iki yıl yıllık izinlerin kullandırıldığını ifade ettiği, mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının on dört yıldan fazla olan hizmet süresi boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığı varsayılarak, yıllık ücretli izin hesabı yapıldığı, davacı tanık beyanları da dikkate alındığında davacının, işyerinde çalıştığı on dört yıllık hizmet süresince hiç yıllık izin kullanmadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırı olduğu-
Mahkemenin gerekçeli kararında tarafların iddia ve savunmaları tartışılıp değerlendirilmediği gibi hangi gerekçeyle kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının kabulüne karar verildiği de açıklanmadığından hükmün bozulması gerektiği-
Hakim tarafların talep sonucuyla bağlı olup her bir talebi hakkında verilen kararın gerekçeli karar ve hükümde ayrı ayrı göstermesi gerektiği- Faiz talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasını hatalı olduğu-
Uyuşmazlık konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sendikal tazminat ve kötü niyet tazminatı, ilave tediye ve ikramiye alacakları bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacının çalışma süresini, en son ödenen ücreti, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını belirleyebildiği, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri de belirleyebilecek durumda olduğu, dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerekeceği-