Davalı sigorta firması aleyhine açılan davanın da kabulüne karar verilmiş ise de, gerekçeli kararda sadece anılan davalının savunmasına yer verilmiş, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekse karar yerinde davalının ne sebeple tazminattan sorumlu olduğuna ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, kararın bu nedenle davalı sigorta şirketi yararına bozulması gerektiği-
Mahkemece uyulan bozma ilamı üzerine, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine karar verildiği, ancak davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna ilişkin bir gerekçenin yazılmadığı, bu sebeple tüm deliller değerlendirilip, tarafların dava tarihindeki haklılık durumu belirlenerek, yeterli gerekçeyi içeren, temyiz denetimine elverişli şekilde bir karar verilmesi gerekirken, gerekçesiz olarak kurulan hükmün usul ve kanuna aykırı olduğu-
Davacının müstakilen kendi payı için açtığı bir dava bulunmadığı ve davacı annesinden gelen pay için davaya devam edildiği gözönüne alınarak sonuca gidilmesi gerekirken tespit edilen ecrimisilden diğer davacı ile eşit pay alacak şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Davalı tarafından ürün bedeli olarak ödenen paranın tarafların mirasbırakanının payından düşülerek ecrimisil hesaplanması gerektiği-
Anayasanın mad. 141 ve HMK mad. 297/1-c bendi hükmüne aykırı şekilde, mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı- Hükme esas alınan bilirkişi raporunun, davalı tarafa usulünce tebliğ edilmeksizin savunma hakkının kısıtlanması suretiyle HMK mad. 281'e aykırı davranıldığı-
Tasarrufun iptali davasında, mahkemenin önce dava koşullarının var olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapması, olmadığının tesbiti halinde davanın ön koşul yokluğundan reddi ile yargılama giderinin davacı aleyhine hükmederek, davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmetmesi, dava koşullarının varlığı halinde ise dava konusu borcun yargılama sırasında ödenmiş olması nedeni ile konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, HMK. mad. 331 uyarınca, tarafların haklılık durumları konusunda bir değerlendirme yaparak, vekalet ücretinin AAÜT‘nin 6. maddesi gereğince nisbi vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece verilen yıkım kararının kanalizasyon hattına mı yoksa rogar kapaklarına mı yönelik olduğunun anlaşılamadığı, hal böyle olunca; HMK'nin 297/2 maddesi uyarınca kararda, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde oluşturulması gerekirken yıkılmasına karar verilen şeyin tespit edilemeyecek ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemenin davanın kabulü yönünde vermiş olduğu kararında, yasada tanımlanan şekilde uygun bir gerekçe kısmının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece yasa hükümlerine uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, kendi içinde tutarlı, maddi olaya, talebe ve savunmaya uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulması gerekirken, Anayasa ile 6100 sayılı HMK'nın 297. ve 298.maddelerinde belirtilen unsurlardan ve gerekçeden yoksun ve usulüne uygun hüküm yazılması konusundaki Dairemiz kararını gerekçeymiş gibi yazarak karar vermesinin doğru olmadığı-