Mahkemece, arsa niteliğindeki taşınmaz yönünden bağış suretiyle edinilmesi nedeniyle davalının kişisel malı olduğu ve tasfiyeye dahil edilemeyeceği gözetilmeden davacı tarafın alacak talebinin kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Mahkeme tarafından davacının birleşen davada katılma alacağı talebi yönünden değerlendirme yapılıp hüküm tesis edilmiş ise de, birleşen dava dilekçesinde katılma alacağının yanı sıra katkı payı alacağı talebinin de bulunduğu, mahkemece bu talep yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının HMKnin 297/2 maddesine aykırı olduğu-
Kısa kararda davada yer almayan dava dışı paydaşların payları yönünden tapu iptal tecili hükmü kurularak ve aynı paydaşlara gerekçeli kararın hüküm kısmında yer verilmeyerek kısa kararla çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmasının doğru olmadığı-
Mahkemenin, gerekçesi daha sonra açıklanmak üzere kısa kararında, davanın kabulüne karar vermiş ise de gerekçeli kararında, ecrimisil talebi yönünden kabulüne, taşınmaza halen bir el atma bulunmadığından bu hususta ayrıca karar verilmesine yer olmadığına dair karar vererek çelişkiye neden olmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, davacı tarafın alacak talebi hakkında yazılı şekilde kabul kararı verilmiş ise de; hüküm incelendiğinde ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığının anlaşıldığı, hüküm gerekçesinde, 1553 ve 748 parseller yönünden, bu taşınmazların 2002 öncesi edinildiği, davacı tarafın katkısını ispat edemediği bu nedenle bu taşınmazlara yönelik talebin reddedildiği, 1460,1522, 1542,1550 ve 1617 parseldeki taşınmazlar yönünden ise, edinim tarihleri nazar ve dikkate alınarak kök ve ek bilirkişi raporları doğrultusunda evlilik birliği içinde edinilen malların ½ oranında davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükmedilen alacağın ne miktarda olduğu gerekçe ve hüküm fıkrasından anlaşılamadığı gibi, hangi taşınmaz için ne miktarda, hangi alacak kalemine hükmedildiğinin de anlaşılamadığı, mahkemece her bir taşınmaz için kabul edilen alacağın HMK'nin 297. maddesi gereği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde ne miktarda alacağa hükmedildiği anlaşılamayacak şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
El atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Mahkemece verilen boşanma kararında, tarafların kimlik bilgilerine yer verilmediği- Boşanmaya karar verilmesi halinde, kararda "tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, adı soyadının, doğum yeri ve tarihinin, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadının, aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerinin, evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerinin" yer alması gerektiği-
İpotek aktinde yer alan, ipoteğin nakdi ve gayri nakdi diğer tüm kredi sözleşmelerinden kaynaklanan, doğmuş ve doğacak tüm alacakların teminatı olmak üzere tesis edildiğine ilişkin kayıtların tüketici olan borçlu yönünden yazılmamış sayılacağı- Sıra cetveline ilişkin şikayetlerde, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğinin saptanması, cetvelin hukuka uygun olmayan kısımlarının gösterilmesi, bu çerçevede işlem yapılması için, icra mahkemesince, icra müdürüne (İİK'nın 17. maddesine kıyasen) talimat vermesi gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında gerekçe tekrar edilmeden sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerektiği-
Mahkemece, kıdem tazminatı bakımından hüküm tesis edilmiş ise de, dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacağın, ıslah dilekçesiyle istenilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece, davacının dava dilekçesindeki talebi dışına çıkılmak suretiyle, bilirkişi raporunda belirlenen kıdem tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, dava dilekçesinde talep ettiği hafta tatili bakımından olumlu ya da olumsuz hüküm tesis edilmemesinin de kararın bozulmasını gerektirdiği- Davacının ihbar tazminatı talebi olmadığı halde, kararın gerekçesinde "Davalı işveren tarafından ihbar önellerine uyularak yapılmış bir fesih ihbarı yoktur. Davacı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmıştır." denilmesinin yerinde olmadığı, gösterilen gerekçenin dosya kapsamına uygun olmamasının doğru olmadığı-
Davalının karşı dava olarak istediği alacak talebi hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamıştır. Ayrıca mahkemece davalı – karşı davacının takas mahsup talebi de kararın gerekçesinde değerlendirilmediği, iddia, savunma ve tarafların delilleri değerlendirilerek, Anayasa’nın 141. maddesine ve HMK mad. 297'ye uygun şekilde hem asıl dava hem karşı dava hakkında gerekçe tesis edilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
22. HD. 20.02.2019 T. E: 2017/20281, K: 3806-