20. HD. 18.06.2019 T. E: 519, K: 4236-
Mahkeme gerekçesinde bilirkişi raporunun faiz yönünden değil ise de asıl alacak yönünden yerinde ve hükme esas alınabilecek nitelikte geçerli ve olaya uygun bulunduğu belirtilmiş olmasına ve mezkur bilirkişi raporunda 2.000 TL’nin hisse devir bedelinden mahsup edilmek üzere avans olarak verildiği kabul edilerek ödeme tarihi olan 02.06.2011’den, kalan 13.000 TL’nin ise 14.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilinin istenebileceği mütalaa edilmiş olmasına karşın hükümde, salt 13.000 TL’lik asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar verildiği ve bu suretle hükümle gerekçe arasında çelişki oluşturulduğunun anlaşıldığı-
8. HD. 17.06.2019 T. E: 2018/14579, K: 5985-
Hükmün sonuç kısmında taleplerden herbiri hakkında açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Mahkemece, hükmün gerekçe kısmında, bilirkişi raporunun denetlenerek benimsendiği ve hükme esas teşkil ettirildiği belirtildikten sonra hüküm kısmında, gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturur şekilde davanın reddine karar verildiğinin anlaşıldığı, bu durumun bozmayı gerektirdiği-
Tazminat davası-
Her ne kadar ilk derece mahkemesinin gerekçesinde takibe ve takibin iptaline yönelik olarak ileri sürülen iddialarla ilgili değerlendirmelere yer verilmiş ise de, hüküm fıkrasında bu şikayete ilişkin hüküm kurulmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görüldüğünden, ilk derece mahkemesince, HMK'nun 297. maddesi gereğince, borçluların takibin iptali yönündeki talepleri yönünden de hüküm kurulması gerekeceği-
Meskeniyet şikayetiyle ilgili davada mahkemece verilen kararda meskeniyet iddiası ile ilgili hiç bir değerlendirme yapılmadan gerekçesiz olarak davanın reddine karar verilmesinin yargıda açıklık ve netlik prensibine uygun olmadığı- Mahkeme kararlarının gerekçeli olmalı ve infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olması gerektiği-
İstinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde de yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerektiği-