Yerel mahkemece muris tarafından .............. Noterliği'ne tanzim ettirilen düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin kısmen tenfizine karar verildikten sonra, dava konusu ....... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatla ilgili tespit hükmü kurulması gerekirken infazı mümkün olmayacak şekilde tescili yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Kadastro çalışmalarında mera olarak yapılan sınırlandırmanın iptali ile tescili istemi- Bozma kararından sonra, bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği- Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Özel Dairenin "davanın tamamen reddi gerektiğine" ilişkin bozma kararına kısmen direnme kararı verilerek ilk karardan farklı bir karar verilmesinin mümkün olmadığı-
Taleplerden her biri bakımından hüküm kurulması gerekirken HMK'nun 297. maddesine aykırı olacak şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bozma kararında yer verilen bozma nedenlerine karşı, Anayasal ve yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararının gerekçesinin de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kaleme alınarak kararda gösterilmesi gerektiği; aksi halde kararın usulden bozulması gerektiği-
TMK'nin 708. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olmakla, kabul kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden nispi karar ve ilam harcına, davacı Hazine lehine kabul kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden vekalet ücretine ve davalı lehine red kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Mahkemece; hüküm fıkrasının harç açısından, 2 numaralı bentte “..2- Peşin harcın sayılmasına,” şeklinde açık olmayan bir hüküm kurulduğu, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’ nün 6001 sayılı Kanun’ un 12. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğunun gözetilmediği, 3 numaralı bentte ise yargılama giderleri açısından “ 3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine, “ şeklinde, miktar içermeyen, nasıl infaz edileceği belli olmayan bir şekilde hüküm oluşturulduğu anlaşıldığından, mahkemenin kurduğu hüküm harç ve yargılama giderleri açısından HMK. nın 297/2. maddesine aykırı ve hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Davacıların .......... TL yönünden borçlu olmadıklarına yönelik talepleri karşısında, mahkemece, ...............’şar TL'lik kısmı yönünden borçlu olduklarının tespitine, miktarı ve hangi davacı tarafından fazladan ödendiği belirtilmeksizin “ ...bu icra dosyası üzerinde fazladan ödemiş oldukları miktarların istirdatına..” karar verilmiş olmasının HMK'nin 297/2. maddesi hükmüne aykırı olduğu-
Mahkemece her ne kadar davalı taraf lehine hapis hakkı tanınmasının düşünülmesi doğru ise de; hükmedilecek hapis hakkı bedelinin ............ Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada belirleneceği dikkate alınarak bu davanın sonucunun beklenmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hapis hakkı bedeli belirtilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece verilen ilk karardan farklı olarak davacı lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin harçtan ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulduğu ve ilk kararda reddedilen maddi tazminat miktarına yönelik davalılar lehine nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesine rağmen direnme kararında maktu vekâlet ücretine hükmedildiğinden ortada usulüne uygun bir direnme kararının bulunmadığı- Somut olayda; mahkemece yapılması gereken işin, uygun şekilde ilk karardaki gibi bir hüküm fıkrası oluşturmak ve buna uygun gerekçeli karar yazmak olduğu-
