Mahkemece öncelikle; dava konusu taşınmaza ilişkin daha önce hüküm kurulmuş olan mahkemenin .............. Esas sayılı dosyası getirtilmek suretiyle Hazine adına olan taşınmazın davacı lehine iptal edilecek kısmının hisse miktarının tespit edilmesi, tespit edilen bu miktar üzerinden infaza elverişli olacak şekilde hüküm kurulması gerekeceği, belirtilen hususlar değerlendirilmeden hükmün infazında tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kurulacak geçit hakkının genel kadastral yola bağlanması gerektiğinden mahkemece, davacılara ait taşınmazlar ile komşu parsellerin tüm yönlerden kadastral yollarla bağlantısını gösterir şekilde geniş pafta örneği ilgili kadastro müdürlüğünden getirtilerek davacıların taşınmazlarının genel kadastral yola bağlanmasını sağlayacak şekilde geçit hakkı tesis edilmesi gerekeceği- Davacıların taşınmazları lehine kurulacak geçit eninin 2,5-3 m. olması gerekeceği, bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesinin kararda dayanakları ile birlikte gösterilmesi gerekeceği, mahkemece, geçidin eni ve boyu açıkça gösterilmeksizin kurulan hükmün infaza elverişli olmadığı-
Mahkemece her ne kadar davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, satış bedeli üzerinden alınacak harç oranı ve taraflardan ne şekilde tahsil edileceği açıkça belirtilmeden hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Mahkemece, uzman bilirkişiler aracılığı ile müdahalenin ne şekilde giderilebileceği ve bunun için yapılması gereken işlemler ile alınması gereken tedbirlerin neler olduğu, bilirkişi rapor ve krokisinde tereddüde neden olmaksızın, ölçüye dayalı olarak açıkça ve infaza elverişli biçimde gösterilmesi gerekeceği- İcra ve İflas Kanunu 30. madde hükmüne aykırı olacak şekilde, taşınmazlardaki toprak kaymasını önlemek için belirlenen tazminatın, davalıdan tahsiline şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Temliken tescil davalarında mahkemece, öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki iskân koşulu (oturma izni) gibi diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğu- Arsa sahibi tarafından kabul edilebilir bir eserin yapıldığından söz edebilmek için; imara, kat karşılığı inşaat sözleşmesine, bilim ve fenne, onaylı projeye uygun olarak yapıldığının bilirkişi raporu ile tespitine ihtiyaç bulunduğu- Somut olayda; alınan raporda açıkça projeye aykırılık nedeni ile iskan alınamayacağı belirtilmesine rağmen mahkemece ek rapor alınarak iskan alınabilmesi için yapılması gereken masraflar ile projeye aykırılığın giderilme bedelinin hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçleri ile belirlenmesi, belirlenecek bedelin arsa sahibine ödenmek üzere depo edilmesi, ondan sonra davacının birinci kademedeki tapu iptali ve tescil isteğinin değerlendirilmesi, mümkün olmadığı takdirde tazminat talebi bakımından hüküm kurulması; arsa sahibinin dava açılmasına sebebiyet vermediği de dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamak suretiyle bir karar verilmemesinin hatalı olduğu-
İşçilik alacaklarının talep edildiği davada; mahkemece hüküm fıkrasında hüküm altına alınan alacakların net ya da brüt olduğu açıkça yazılması gerektiği- İşçilik alacaklarının brüt olarak hüküm altına alınması gerektiği ancak davacının alacaklarını net miktarlar üzerinden talep etmesi hâlinde hüküm fıkrasında talep dikkate alınarak alacaklara net olarak hükmedilmesi gerektiği aksi hâlde mahkemece hükme esas alınan bilirkişinin hesaplama şekli sonucunda tespit edilen işçilik alacaklarına ilişkin net miktarların doğru belirlenip belirlenmediğinin temyiz mercii olan Yargıtay tarafından denetiminin de mümkün olmayacağı-
Bilirkişi raporu; muhdesat bedeli ile davalının tapudaki payına ait arz bedeli toplamının toplam değere oranladığından hatalı olduğu gibi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesine aykırı olarak muhdesata ilişkin mahkemece hüküm de kurulmadığının anlaşıldığı, mahkemece, oran kurulması konusunda bilirkişiden ek rapor alınarak satış bedelinin dağıtılmasında muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında tüm paydaşlara (ortaklara) dağıtılması gerekeceği- Mahkeme kararının infazı için satış memuru görevlendirilmesi gerekli ise de satış memurunun ismen belirtilmesinin doğru olmadığı-
İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının düzeltilmesi durumunda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde de yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, davanın esasına yönelik herhangi bir hüküm kurulmadan İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının sadece vekalet ücretine ilişkin olarak düzeltilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmaması ve yeniden tüm talepler hakkında hüküm kurulmamış olmasının doğru olmadığı-
Cı vekili, mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale getirme taleplerinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, uyulan Yargıtay bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde takipsiz kaldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, anılan karar, davalı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale getirme istemlerine-
Aidat alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın nispi harca tabi olduğu- Somut olayda; asıl alacak ve işlemiş faizin tamamına yönelik itirazının iptali istenmişse de ancak sadece asıl alacak miktarı üzerinden harç yatırılmış, mahkemece takip öncesi, işlemiş faize ilişkin itirazın iptali istemi yönünden nispi harç alınmadığından işlemiş faiz miktarı üzerinden hesaplanacak harcın ikmal ettirilmesinin zorunlu olduğu- Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe, müteakip işlemlerin yapılamayacağı- Takip talebinde genel kurulda kararlaştırılan aylık %15 oranında faiz talebinde bulunulmuş ve mahkemece hükümde bu faiz oranı gözetilmeksizin itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmişse de mahkemece, asıl alacak yönünden TBK'nın 120. maddesi uyarınca takip tarihinden sonra yasal faiz oranının yüzde yüz fazlası üzerinden işleyecek faize hükmedilmesi gerektiği-