Davacının yıllık izin, hafta tatili ve ulusal bayram-genel tatil alacağı talepleri ile ilgili hüküm fıkrasında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının davalı iş yerine iş akdinden kaynaklanan alacak davası açması durumunda HMK/26 gereği davacının talebinden daha fazlasına karar verilemeyeceği ancak daha azına hükmedilebileceğinden alacakların ilk dava değeri kadar hüküm altına alınması gerekirken talep aşılarak bilirkişi raporunda hesaplanan tüm tutarın hüküm altına alınması kararının bozulmasına-
Gerekçede hem usulden hem esastan değerlendirme yapılarak çelişki yaratılmış olması halinde, hükmün açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yazılması gereğine aykırı davranılmış olacağı-
Davacı sefer ücreti talebinde bulunduğundan ve sefer primine ilişkin talebini açıkça ortaya koyduğundan sefer primi ücreti talebinin dava dilekçesinde ve fesih ihtarnamesinde belirtilen miktarla sınırlı olarak değerlendirilip sefer primi talebinin hüküm altına alınması gerektiği- Dava dilekçesinde ve ıslah talebinde kıdem tazminatı dışındaki alacak talepleri açısından temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiğinden, mahkemece dava/ ıslah tarihi ayrımı yapılmaması gerektiği- Hükmedilen miktarların net mi, yoksa brüt mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmesi ve infazda tereddüde yol açılmaması gerektiği-
Davacı isteminden daha fazla bir ihbar tazminatına hükmedilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu- Davacının kesinleşen işe iade kararı sonrası talebine rağmen işverence işe başlatılmaması halinde hak kazandığı alacakların hesabında ilkelere uymayan ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilmesinin hatalı olduğu- Hüküm özetinde yer aldığı gibi HMK'da "sair hususların gerekçeli kararda gösterilmesi" şeklinde bir karar tarzının olmadığı-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının dürüstlük kuralına uymayacağı-