Davalının karar başlığında gösterilmemesinin yerinde olmadığı-
Davacı tarafça, mal rejiminin tasfiyesini talep edilerek, davalı eş tarafından işletilen işyerinin mal kaçırmak amacıyla üçüncü şahsa devredildiğini belirilmiş olup, mahkemece, her ne kadar gerekçeli kararda bu işyeri ile ilgili iddianın ispatlanamadığı gerekçesi ile değerlendirmeye alınmadığı belirtilmiş ise de; davacının bu talebi ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesinin zorunlu olduğu, maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantının da ancak bu şekilde kurulabileceği, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesinin mümkün olacağı, kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekeceği-
İşyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
SGK'dan yaşlılık aylığı almakta iken ölen kişinin, vefatından sonra hesabına yatırılan aylıkların ATM'den çekilmesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi-
Mahkemece HMK.nun 297. maddesine aykırı olacak şekilde itirazın iptaline karar verilen kira alacağı miktarı hakkında gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye düşülerek ve infazda tereddüte neden olacak surette yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
İnfazda duraksamaya neden olacak biçimde "taşınmaz üzerindeki yapıların değeriyle faydalı giderlere ilişkin davanın kabulüne" şeklinde hüküm kurulmasına rağmen davalılardan tahsiline karar verilen tazminat miktarının yani davacıya tanınan hakkın ve davalılara yüklenen borcun hüküm sonucunda açıkca gösterilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Kısa kararda davacılar yararına hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatların kimden tahsil edileceğine ilişkin bir açıklama olmadığı, davalıların tamamının mı yoksa birinin mi sorumlu olduğunun belli bulunmadığı halde, gerekçeli kararda; hüküm altına alınan tazminatların den tahsiline, davalı yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verildiği, giderek kısa karar ile gerekçeli kararın aykırı olduğu anlaşıldığından kararın bozulması gerekceği-