Dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiğinin, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiğinin, davalının neye göre mahkum edildiğinin tereddütsüz şekilde anlaşılması gerekeceği-
1994 yılı Mayıs ayından 30/09/2001 tarihine kadar tarım Bağ-Kurluluğunun tespitine, Bağ-Kur ile Esnaf Bağ-Kur da geçen hizmetlerinin birleştirilmesine 01/11/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına-
Temyize konu kararda vekalet ücretinin kısa kararda yer almaması nedeni ile temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren başlayacağı-
Mahkemece düzenlenecek kısa ve gerekçeli kararlara ilişkin hüküm fıkralarında, Özel Daire bozma ilamına hangi açılardan uyulup hangi açılardan uyulmadığının hüküm fıkrasını oluşturacak kalemler yönünden tek tek ve anlaşılır biçimde kaleme alınması, varsa hükmedilen miktarların doğru ve çelişki oluşturmayacak biçimde ortaya konulması; kararın gerekçe bölümünde de bunların nedenlerinin ne olduğu ve bozmanın niçin yerinde bulunmadığı ve dolayısıyla mahkemenin bozulan önceki kararının hangi yönleriyle hukuka uygun olduğunun açıklanması, kararın yargısal denetimi açısından aranan ön koşul olduğu-
Kesin hükmün, yargılamanın yenilenmesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça tarafları bağlayacağı ve uyulması gerektiği- Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olmasının mutlak bozma nedeni oluşturacağı- Dava konusu edilmeyen parsele ilişkin karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve böylece davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesini sağlamanın hakkın kötüye kullanılması olduğu; hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı-
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında, Yargıtayca bozulan kararın, sonraki kararın eki niteliğinde olmadığı; bozma ile birlikte önceki hükmün ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirdiği; mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamayacağı; bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararların Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun olması gerektiği- Mahkemece bozma sebebi yapılmayan fazla çalışma ve ihbar tazminatı alacak kalemleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulmasının usule ve yasaya aykırı olduğu-