Mahkemece davacının fazla mesai ücreti alacağı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, mahkemece, HMK’nun 297. maddesine muhalefet edilmesinin hatalı olduğu-
Kısa ve gerekçeli kararlara ilişkin hükümde, asıl alacağın " TL icra gideri, vekalet ücreti ile " tahsiline karar verilmiş olmasına rağmen, anılan kalemlere ilişkin miktarın belirtilmemesi hali, bu şekliyle infaz sırasında tereddüde sebebiyet vereceğinden hükmün infaza elverişli olmadığı-
Karar tarihinden önce vefat eden davacının isminin gerekçeli karar başlığında yazılmış olması, murisin mirasçılarından biri dışındaki mirasçıların yazılmamış olmasının HMK'nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olduğu, ancak bu hususlar, HMK'nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re'sen her zaman düzeltilmesi mümkün "maddi hata" niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmadığı-
Mahkemece, istirdatına hükmedilen miktar yada miktarın ne olduğu hükümde gösterilmemiş olup, bu hususun, infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu- Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK'nın 186.maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesi gerektiği- Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK'nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkemenin hükmünü vereceği- Bu yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulmasının, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu-
Takipli iflas istemine ilişkin davada alınan bilirkişi raporundan davacının davalı şirketten alacağının olduğunun belirlenmesi ve hükmün gerekçesinde davacının dava açılmasına sebebiyet vermemesi sonucu yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı belirtilmesine rağmen, hüküm yerinde davacı aleyhinde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasının isabetsiz olduğu- Mahkemece yargılama aşamasında davalı şirketin başka bir davada iflasına dair verilen kararın kesinleştiğinden, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği-
Bozma kararı ile ilk hükmün ifa kabiliyetini yitireceği, bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olup, bu yeni hükmün, tüm istekleri karşılar nitelikte yeniden yazılması gerekeceği-