HUMK. nun 338. maddesi uyarınca; hükmün infazda tereddüt yaratmayacak şekilde açık olması, taraflara yüklenen hak ve borçların hükümde açık olarak belirtilmesi gerekir. Oysa yerel mahkeme kararı kendi içinde çelişkili olup anılan yasa hükmüne uygun değildir. Zira kararda, hem davalının temerrüde düşürülmediğinden söz edilmiş, hem de işlemiş faiz talebini de içerecek şekilde “davanın kabulüne” karar verilmiştir. Takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği kabul edildiğine göre, işlemiş faize hükmedilmesi isabetsizdir. Öte yandan temerrüdün gerçekleşmemiş olması, takipten önce işlemiş faiz istenmemesi sonucunu doğurur ise de, faizin niteliği ve faiz oranı yönünden etki yaratmaz. Faizin niteliğin ve faiz oranının talep de gözetilmek sureti ile taraflar arasında bu konuda sözleşme varsa, sözleşme hükümlerine göre, sözleşme yoksa 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerekeceği-

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünül ...