Davacı borçlu haciz sırasında tutulan icra dosyası içinde bulunan ve haciz tutanağına geçirilen imzası ile tasdik ettiği beyanında; “Toplam...TL. olan borcunun tek kalemde .... tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum” demek suretiyle dava konusu borcu kabul ve taahhüt etmiştir. Kabul beyanının yer aldığı tutanak ihtiyati haciz tutanağı olmadığından söz konusu beyanın manevi cebir altında verildiği kabul edilemez. Bu durumda mahkemece davacının haciz tutanağındaki borcu kabul eden beyanı gözetilerek, sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kooperatifler kanunun 17. Maddesine göre çıkma payının ortağın ayrıldığı yılın bilançosuna göre hesaplanacağı ayrılan ortağın ödediği aidatların tamamını kooperatiften talep edemeyeceği, ayrılan ortağın, hissesine isabet eden giderler düşüldükten sonra kalan miktarı, kooperatifin temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte isteyebileceği-
Mahkemece BK.’ nun 53. maddesi gereğince “Hâkim kusuru olup olmadığına yahut haksız fiili failinin temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyetine dair hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinden verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir.” Bu hükme göre, anılan ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek, varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacı kooperatifin …. tarihli genel kurul toplantısında aldığı “aidatlarını zamanında ödemeyen üyelerden aylık %7 gecikme cezası alınması” konusundaki kararı takip eden genel kurullarda değiştirilmediği veya açıkça kaldırılmadığı sürece genel kurulca ödenmesi karar altına alınan tüm aidatlar hakkında uygulanacağı-
B.K.nun 413 maddesi gereğince, iş sahibinin menfaati gereği yapılmış bulunan bir işte, işi yapan zorunlu giderleri isteyebileceği; mahkemece, davacının haczi kaldırmak için borcu ödediği sabit olup, bu borcun da davacıya ait olduğu kabul edilerek, vekâletsiz iş görme kuralları gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 12. maddesi uyarınca “davanın kısmen reddine” karar verildiği gözetilerek kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
İtirazın iptali davası sonucunda alacaklı lehine tahakkuk eden icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi yeni alacak kalemlerinin, itirazın iptaline konu icra takibi üzerinden talep konusu yapılabileceği gibi, ayrı bir takip açılarak bu takip üzerinden de istenmesi mümkündür. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kural olarak takas definin sonuç doğurabilmesi için ayrı bir dava açılmasına veya karşı davayla ileri sürülmesine gerek olmayıp, takas bildiriminin karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğurur. Davacının icra takibine ve davaya konu ettiği alacak ortaklık sözleşmesinden elektrik bedelinden kaynaklanmıştır. Davalı ise sözleşme gereğince pamuk toplama bedelinin takas ve mahsubunu istemektedir. Bu durumda mahkemece takas definin kabulüyle davalının sözleşme hükümlerine göre alacağı bulunup bulunmadığı araştırılmalı şayet alacağının bulunduğunun anlaşılması durumunda belirlenen miktarın davacı alacağından düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Emekli Sandığı Kanunu'ndan doğacak uyuşmazlıkların çözümünde genel mahkemeler görevli olup, görev hususu mahkemenin her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetilmesinin gerekeceği-