Davacı, “kiracı olarak bağımsız bölümü kullanan davalının ödemesi gereken aidat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle yönetimin mal sahibi olarak aleyhinde icra takibi yaptığını, takip konusu borcu ödediğini, ödediği paranın kiracıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz edildiğini” ileri sürerek itirazın iptali talebinde bulunmuştur. Davalı kiracı ise, “çok az aidat borcu kaldığını, bununda davacıya verilen depozitoya sayılması hususunda anlaştıklarını” ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Takas istenen alacak, dava konusu alacaktan daha az ise karşılık dava açma ve harç yatırma zorunluluğu yoktur. Davalı takas definde bulunduğundan, mahkemenin bu defi üzerinde durup sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm oluşturmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kredi kartı borcu sebebi ile yapılan takibe vaki itirazın iptali davasında; somut olay bakımından uyuşmazlık, “davalının ödeme taahhüdüne uygun davranıp davranmadığı ve böylece belirtilen yasa hükmünden yararlanıp yararlanamayacağı” noktasında toplanmaktadır. Mahkemece somut olaya uygulanması gereken 5915 sayılı Yasayla 5464 sayılın Yasaya eklenen geçici 5. madde çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan, aynı yasanın geçici 4. maddesindeki hüküm gerekçe yapılarak karar oluşturmanın bozmayı gerektireceği-
Aidat ve gecikme faizinden dolayı başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin davada, taraflar arasında alacağın ödenmesine ilişkin bir protokol yapıldığından davanın konusuz kaldığını öne sürüldüğünden borcun sona erip ermediğinin incelenmesi gerektiği-
Mal satım bedelinden doğan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davalı-borçlu vekili icra takibinde yetkiye ve "... müvekkilinin alacaklı tarafa ödeme emrinde belirtilen tutarda borcu bulunmamaktadır." diyerek borca itiraz ettiğinden davalının akdi ilişkiyi inkar etmediği ve uyuşmazlığın bir miktar para borcuna ilişkin olması nedeniyle alacaklının ikametgahı icra dairesinin yetkili olduğu gözetilerek, işin esasının incelenip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Haksız eylemi gerçekleştiren kişilerin davacı kurumumun çalışanları olmalarına göre, davacının da kendi çalışanları üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediği, zararın doğmasına bölüşük kusuru ile neden olduğu gözetilerek, zarar kapsamı belirlenirken, TBK.’ nun 35 ve 36. maddelerinin davalılar yararına uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalı, ceza dosyasında el konulup davacıya geri verilmesine karar verilen paranın davalı ile haksız eylem sorumluları hakkında başlatılmış olan icra takip dosyasına ödendiği gözetilmeli ve toplam zarar tutarı ile davalının sorumlu tutulacağı zarar tutarı belirlendikten sonra, buna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Yedieminlik ücretinin tutarı başlangıçta belirgin (likit) olmadığından, yedieminlik ücretinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz edilmesi halinde itirazın iptali davası açılamayacağı-
Birden fazla bloktan oluşan taşınmazda sadece bir blokla ilgili giderlerden o blok malikleri sorumlu olup, tüm blokların ortak giderleriyle ilgili giderleri ana taşınmazdaki tüm kat maliklerinin ödemekle yükümlü olacakları-
Takip konusu yapılmayan belgeye dayanarak itirazın iptali davası açılamayacağı-
Süresi içinde yapılan itirazın icra takibini durduracağı, duran takibin devamının ancak alacaklının İİK’nun 67. ve 68. maddeleri koşullarında mahkemeden alacağı olumlu karar ile mümkün olabileceği -Borçlunun itirazı alacaklı vekiline tebliğ edilmedikçe, İİK’nun 67 ve 68. maddelerinde belirtilen bir yıllık ve altı aylık hak düşürücü sürelerin işlemeye başlamayacağı-
Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak likit nitelikte olup, alacaklı yararına İİK.’ nun 67/2. maddesi hükmü gereği tazminata karar verilmesi gerekeceği-