Mahkemece birden fazla bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve ek rapor alınmış ise de hükmün gerekçesinde bunlardan hangisine itibar edilerek hüküm kurulduğu açıklanmamıştır. Esasen alınan kök ve ek raporlar yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Davalılar vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir. Bilirkişi ek raporları itirazları karşılayacak nitelikte görülmemiştir. Bu durumda mahkemece dava konusu kredi sözleşmeleri hükümleri çerçevesinde konusunda uzman kişilerden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davalıların itirazlarını da karşılayacak biçimde ve kefillerin sorumluluklarının kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin sonuçları ile sınırlı olduğu ve takipten önce temerrütten söz edilebilmesi için TBK 117. maddesi uyarınca hesap kat ihtarnamesinin tebliğinin gerektiğine ilişkin kurallar gözetilerek ayrıntılı, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak deliler hep birlikte değerlendir
H.M.K’nın 200. maddesi gereğince davacı tarafından iddia edilen yıllık kira miktarına göre kira ilişkisinin varlığının kesin delillerle kanıtlanması gerektiği-
Ceza mahkemesinin olası bir mahkûmiyet kararının BK.’ nun 53. maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, söz konusu ceza davasının sonucunun HMK.’ nun 165/1 hükmü uyarınca bekletici mesele yapılması gerekeceği-
İtirazın iptali davasında; davanın dayanağını oluşturan icra takip dosyasında davalıların takibe itiraz dilekçelerinin davacıya tebliğine dair bir delile rastlanmadığı, bu durum karşısında dava açmak için aranılan bir yıllık hak düşürücü sürenin davacı alacaklının itirazı öğrendiği tarih esas alınarak belirlenmesinin gerekeceği-
Davacı banka ile davalı borçlu arasındaki sözleşme geçersiz dahi olsa, tüketici kredisinden kaynaklanan itirazın iptali davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Kural olarak tam ehliyetsiz kişilerin hukuki işlemleri hükümsüzdür. Ancak bu kuralın istisnaları vardır. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Vesayet altındaki kişi, fiil ehliyetine sahip olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış ise karşı tarafın bu yüzden uğradığı zarardan sorumludur. Davalı, tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulamadıkları banka kredi kartlarından yararlanmış ve bu suretle bir menfaat elde etmiştir. Bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davalının, borcun ifası istendiğinde “ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınması” hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Hacir altındaki kişi, karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumludur-