Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davalılar kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olup, sorumluluklarının kredi sözleşmesinde belirtilen kredi limiti ile kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı olduğu, davalı kefillerin sorumlu oldukları miktar hesaplanırken verilen ödeme süresi de dikkate alınarak temerrüt faizinin hesaplanması gerekeceği-
Davacı vekilinin itirazın iptali olarak açtığı davasını, alacak davasına çevirmesi, davanın tamamen ıslahı niteliğindedir. Davanın tamamen ıslahı için vekâletnamede vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerekmektedir. Davacı vekilinin vekâletnamesinde davanın tamamen ıslah yetkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ıslah yetkisi bulunmayan vekilce verilen ıslah dilekçesi üzerine eksiklik giderilmemiş olup, “davanın alacak davasına dönüştüğü” kabul edilerek, alacak davası yönünden hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece “yapılan yargılama ve alınan kök ve ek bilirkişi kurulu raporu da dikkate alınarak davacının şifresinin davacının kusurlu hareketi ile ele geçirildiğinin ispat edilemediği, bankanın kendisine emanet edilen parayı bir güven kurumu olarak saklama görevi olduğu, bu nedenle hafif kusurundan bile sorumlu olduğundan itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına, davacının tazminat talebinin reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Kötüniyet şartının oluşabilmesi için alacaklının takibin haksız olduğunu bildiği veya bilebilecek durumda olması gerekeceği ve icra takibine konu alacak kira tespit kararına göre belirli ve sabit olduğu gibi alacaklı tarafından bilinmesi ve tayin edilmesi mümkün olup yargılama sonucu takibin haksız bulunduğundan cevap dilekçesinde inkar tazminatı isteyen davalı yararına İİK.'nun 67/2. maddesi uyarınca red edilen miktar üzerinden %40 (şimdi %20 )oranında aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi gerek
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İcra takibi, faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik olup hüküm altına alınan alacak likit nitelikte olduğundan davacı- alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kooperatif aidat ve katılım alacağına ilişkin itirazın iptali davasında uzman bilirkişi aracılığıyla kooperatifin kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları incelenerek davalının üyeliğinin davacı kooperatif tarafından açıkça ya da zımnen benimsenip benimsenmediği, talep edilen " aidat alacağı" kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı (inşaat finansman gideri ya da genel gider ve altyapı gideri) tesbit edildikten sonra davalının varsa sorumlu olacağı miktar hesaplanarak karar verilmesi gerektiği-
Dava faturalı satışa dayalı alacağın ödenmemesi nedeniyle yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Alacağın likit olduğu gözetilerek İİK.’ nun 67/2 maddesi hükmü gereğince davacı yararına hüküm altına alınan miktarın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu kalem talebin reddinin hükmün bozulmasına neden olacağı-