Mahkemece İİK’ nun 67/1 maddesine göre itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıllık sürede açıldığı kural olarak öngörülmüş ise de, somut olayda davalı ipotek borçlusunun davacı alacaklı hakkında Bursa 1. icra mahkemesinde 21.01.2008tarihinde açtığı davada icra takibine itiraz edildiğini ve henüz itirazın iptali davası açılmadığını dava dilekçesinde belirtmiş olmasına, davacı alacaklıya dava dilekçesinin 07.04.2008 tarihinde tebliğ edildiği ve alacaklının icra hukuk mahkemesindeki davaya katılarak savunma yaptığı gözetildiğinde “bir yıllık sürede itirazın iptali davası açılmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davacı taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi sırasında fazladan ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmiş olup, iade isteminin sözleşmeye dayalı olması nedeniyle BK.’ nun 125. maddesine göre zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu gözetilmeden, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece icra dairesinin yetkisine itiraz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu yön üzerinde durmadan, oluşturulan kararın bozulması gerekeceği-
Dava, kur farkı faturasına dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, “taraflar arasında kur farkı uygulanacağına dair bir anlaşma veya teamül bulunmadığı” gerekçesi ile “davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Müşterek hesaptan para çektiği anlaşılan davalının payından fazlasını davacıya ödemekle yükümlü olduğu ve sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça müşterek hesap sahiplerinin eşit paylara sahip oldukları gözetilmeden “davanın reddine” karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Noter satış sözleşmesinde satış bedelinin gerçek değerinden düşük gösterilmesinin taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olmasına sebep olmayacağı- Noterde düzenlenen araç satış sözleşmesindeki bedelde muvazaa yapıldığı iddiasının haricen düzenlenen protokol ile kanıtlanabileceği- Davalı tarafından inkar edilmeyen harici protokole göre davacının aracın satış bedelini ispatlanmış olduğu- Davacı bedelde muvazaayı ve gerçek satış bedelini ispat ettiğine göre, adi yazılı sözleşmedeki bedelin tamamının ödendiğini davalının ispatlaması gerektiği- Noter satış sözleşmesinde yazılı bedelin de davacı tarafından alındığının kabul edilemeyeceği- Satış sözleşmesindeki bedel olan 16.387,00 TL’nin davacı tarafından alındığının kabul edilmesi halinde, elden verilen bedel ve banka aracılığı ile ödenen taksitler ile ve noter satış sözleşmesi üzerinde yazılı bedel dikkate alındığında toplam bedelin adi yazılı satış sözleşmesindeki bedeli dahi geçeceği- Noter satış sözleşmesinde gösterilen bedelin davacı tarafından alındığının kabul edilmemesi, satış bedelinin 16.387,00 TL olarak gösterilmesinin sadece tarafların iradesi dışında, sistemin belirlediği bir bedel olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
İhtiyati tedbir kararının infaz edilmediği icra müdürlüğünce mahkemeye bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece davaya konu alacağın likit olduğu gerekçesiyle davacı aleyhine %40 tazminata hükmedilmiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Dava, faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı akdi ilişkiyi inkâr etmiştir. Fatura akdi ilişkiyi, mal teslimini ya da hizmet alımını tek başına kanıtlayamaz. Davacı satıcı davalıya mal teslimini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Bu durumda ispat yükü üzerinde olan davacıdan bu yöndeki delilleri sorulup tüm deliler birlikte değerlendirilerek sonuca gitmek gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi bozma gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İtirazın iptali davasında, itirazının haksızlığına karar verilen borçlunun, diğer tarafın talebi üzerine hükmolunan alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edileceği, mahkemece, itirazlı olmayan alacak miktarı da dahil edilerek tüm alacak üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davanın İİK 67/2 maddesine göre açılmış itirazın iptali davası olduğu hususu gözardı edilerek itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin de doğru olmadığı-