Kira sözleşmesinde yazılı muacceliyet koşulunda, "kiralardan birinin ödenmemesi halinde, diğer kiraların muacceliyeti kesbedeceği" belirtilmiş ise de "dönem sonuna kadar olan kiraların" ifadesi kullanılmamışsa, bu şartın beş yıllık kira sözleşmesinin sonuna kadar tüm kira alacaklarını kapsadığının söylenemeyeceği-
BK.’ nun 359. maddesine göre iş sahibi eserin kendisine teslimini müteakip işlerin mutat cereyanına göre imkânını bulur bulmaz o şeyi muayene ve varsa ayıplarını yükleniciye bildirmeye mecburdur. Aksi takdirde BK.’ nun 360. maddesinde öngörülen seçimlik hakkını kullanamaz. Ayıp ihbarı yapıldığı hususunun ispatı, eser sözleşmesi tacirler arasında kurulu olsa dahi herhangi bir şekle tabi olmayıp, ihbarda bir hukuki işlem değil, hukuki işlem benzeri bir fiil olmakla, her türlü delille ispat imkânı bulunmaktadır. Davalı iş sahibinin süresinde olan ayıp ihbarı sonrasında davada yaptığı savunmasıyla BK.’ nun 360/II maddesinde belirtilen bedelden indirim yönündeki seçimlik hakkını kullandığının kabul edilmesi gerekeceği-
Alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Araç kiralama sözleşmesi kapsamında davalı tarafça kiralanan davacıya ait aracın kaza yapması sonucu oluşan hasar bedelinin tazmini istemi ile yapılan takibe vaki itirazın iptali istemi-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davacı, davalıya verdiği borç paranın ödenmemesi üzerine başlattığı icra takibine yönelik itirazın iptali talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, karz ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Davacı, “borç para verdiğini yazılı belge ile ispatlayamadığından yemin teklifinde bulunmuştur. Yemin altında söylenen sözler bölünerek sonuç çıkarılamaz. Yemin metni tam olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda, davalı yemin teklifi üzerine borç para aldığını, ancak ödediği” yönünde beyanda bulunmuştur. Açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, yerel mahkemece “ödeme savunmasının ispat edilemediği” gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava konusu alacak fon alacağı niteliğinde olup 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141. maddesine göre bu tür alacaklarla ilgili dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır. Bu durumda mahkemece, dava tarihi ve alacağın muaccel olduğu tarih itibarıyla zamanaşımı süresi dolmadığından, zamanaşımı def’inin reddiyle işin esasına girilmesi gerekirken, zamanaşımından davanın reddine karar vermiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Mahkemece, “toplanan delilere göre satışın gerçekleştiği tarihte alıcı ve satıcı adına tahakkuk eden tüm tapu harçlarının taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin davacı tarafça yatırıldığı, taraflar arasında icap ve kabulün bulunduğu, somut davadaki talebinin iyi niyetli bir davranış olarak kabul edilmeyeceği gibi vekâletsiz iş görme hükümlerinin de uygulanamayacağı” gerekçesiyle “ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığı-
Davalı tarafından davaya cevap verilmemesi, dava konusu vakıaların inkârı anlamında olduğu, mahkemece, ispat yükü kendisine düşen davacıya, 'malların davalıya teslim edildiğine ilişkin' delileri sorularak, hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken sadece 'defter kaydına' itibar edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-