Mahkemece “davacının, dilekçesinde işlemiş faize yönelik taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettiği yine duruşmada da benzer beyanlarda bulunan davacı vekilinin bu yöndeki beyanına davalı vekilinin bir diyecekleri olmadığını bildirdiği” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takipteki itiraz edilmeyen asıl alacak açısından takibin devamına, takipten sonra işleyecek faizin M.B.’ınca kısa vadeli kredilere uygulanan avans faiz üzerinden değişen oranlara göre hesap edilmesine, davalının yetki itirazının reddine, bakiye istemin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Dava konusu alacak banka kredi kartı harcamalarından kaynaklanmakta olup, likit nitelikte olduğundan, İİK’ nun 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava itirazın iptali davasıdır. Davacı vekilinin ara celsede, takip konusu çekin zamanaşımına uğraması nedeniyle davasını sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırdığını beyan etmesi davanın alacak davasına dönüştüğü sonucunu doğurmayacaktır. İtirazın iptali davasında alacağın tahsili şeklinde hüküm kurulması HMK.’nun 26. maddesine aykırıdır. Bu nedenle mahkemece itirazın iptali davasındaki talep dikkate alınarak ilk kararda davalı lehine oluşan kazanılmış hak da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-