Kooperatif üyesi olan davalının, aidat borçlarını ödememesi nedeniyle başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinden, itirazın iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Dava, aidat borçlarının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, 25.08.2008 tarihinde davalının eşinin o tarihte yönetim kurulu başkanına ödeme yapıldığını ancak ödeme karşılığı belge alınmadığını, bu ödemenin kayıtlarda eksik göründüğünü iddia ederek, davacıya yemin teklifinde bulunmuştur. Mahkemece bu husus üzerinde durulmaması doğru olmadığı gibi davaya konu borcun hangi dönemlere ait olduğunun tespit edilerek, davalı iddiasına göre 2004 yılı defter ve ödemelerinin incelenmesine gerek olup olmadığı açıklığa kavuşturularak, davalının 2010 yılında kooperatifin kendisine borcu olmadığına dair belge verip vermediğine dair araştırma yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği, yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğu, bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan mahkemenin yetkisine yönelik itiraz kabul edilip hüküm kurulmasında isabet olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davacı banka dava konusu borcun yargılama sırasında dava dışı kefil tarafından haricen ödendiğini ve böylece davanın konusuz kaldığını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece konusuz kaldığı bildirilen dava hakkında esasa ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığı yönünde bir karar verilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinden sorumluluğun hangi tarafta olduğu belirlenerek hüküm oluşturulması gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davalı vekili, temyiz dilekçesinde davacının ayıplı mal ihbarı üzerine yeni malları davacıya gönderdiğini, ancak davacının dava dışı başka bir firmadan aldığı malları kullandığını bildirmiştir. Davacı vekili ise, temyize cevap dilekçesinde, ayıplı malların hurda olarak depolarında bekletildiğini ve davalı tarafa her an iadeye hazır olduklarını beyan etmiş, davalı ise en azından parkelerin ayıplı bedellerinin(hurda bedeli) tenzil edilmesi veya bu malların iadesi gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece tüm bu hususlar yönünden iddia ve savunma çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak, deliller eksiksiz toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar oluşturulmasının bozmayı gerektireceği-
İtirazın iptali-