Kira alacağı için tahliye istekli olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve tahliye istemi-
Malların teslimine ilişkin taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamasına rağmen mahkemece uyuşmazlık konusu olmayan mal teslimine ilişkin değerlendirme yapılarak davacının davalıya mal teslimini ispatlayamadığı gerekçesiyle, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece takibin sadece asıl alacak üzerinden devamına karar verilmesinin ve reddedilen dava konusu olmadığı halde davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetli olmadığı-
Takibe itirazın bizzat borçlu ya da yetkili vekilince yapılmasının gerekeceği, takip işlemi Avukatlık Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca adli işlem niteliği taşıdığından itiraz eden vekilin de baroda kayıtlı avukat olmasının gerekeceği-
İtirazın iptali ve tahliye istemi-
Davacının şikayeti üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dava dışı şahısların hesaplarına bloke konulması yönündeki bankaya yazılan talimatın davalı bankaca tebellüğ edildiği tarihte dava dışı şahısların kredi kartlarına gönderilen paraların kart hesaplarında mevcut olduğu, ancak bloke kaydından önce söz konusu şahısların kredi kartı borçlarından mahsup edildiği, mahsup işleminin yapıldığı tarih itibariyle üçüncü kişilerin kredi kartı hesaplarına yatan paraların yasa dışı yollarla hesaplara intikalinin sağlandığını bilmeyen davalı bankanın, durumu öğrendiği tarihte borca mahsup edilen tutarları hesaplardan iadesi yapılmak suretiyle kredi kartı hesaplarını dolandırıcılık öncesi hale getirmediği gibi davalının kart hesaplarına bloke koymayarak sonra bu hesaplardan nakit çekim ve/veya harcama yapılmasına sebebiyet verdiği, savcılık talimatının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle davalı bankanın sorumlu bulunduğundan davalının asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile Dava konusu alacak likit olduğundan icra inkar tazminata hükmedilmesi gerektiği-
İtirazın iptali ve tahliye-
Davalı şirketin kredi borcundan sorumlu olduğunun kabulünde bir isabetsizlik yok ise de, davalı şirketin anılan borcun ne kadarından sorumlu olduğunun yapılan tahsilatlar da gözetilerek saptanması için konusunda uzman bankacı ve hesap bilirkişilerinden rapor alınıp, varılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı rapora, anılan çekin cari hesap ekstresinde önce alacak olarak kayıtlı iken karşılıksız çıkması üzerine borç olarak kaydedildiği bu nedenle davalının bu çeke dayalı ödemesinin ayrıca vekalet ücreti olarak icra dosyasına yapılan ödemenin mahsubunun doğru olmadığını belirterek itiraz etmiş olmasına göre, bilirkişiden anılan hususta itirazları karşılayacak ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, "davalı tarafa borç para verdiğini ve belge aldığını" savunmuş, davalı taraf ise, "kendisinden yapılan alışveriş nedeniyle oluşan borcun kısım kısım geri ödenmesi nedeniyle her ödemede belge verildiğini" savunmuş olup davacının dayandığı yazılı belgelerde borç para verildiğinden bahsedilmemekte olup, davalının savunmasının vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) niteliğinde olduğu- Davacının dayandığı para alındığına ilişkin imzası davalı tarafça kabul edilmiş belgelerin "yazılı delil başlangıcı niteliğinde" olduğu ve alacağın miktarı nedeniyle tanık dinleme yasağının istisnalarından birini teşkil edeceği- Dinlenen davacı tanıkları "görgüye dayalı bir bilgileri olmadığını, davacının hayvancılık ve çiftçilik yaptığını ancak bu miktar alışveriş yapmasının mümkün olmadığını"; davalı tanıkları ise, "davacının davalıdan yem ve gübre aldığını, davacıdan borç para almaya ihtiyacı olmadığını" beyan ettiğinden, davacının, isticvap beyanında "alacağı ödenmediği halde üç sene sonra tekrar borç para vermesinin hayatın olağan akışına uymadığı" hususu da gözetilerek, davacının, davalıya borç para verdiği iddiasını ispat edemediğinin kabulü ile mahkemece, davacı tarafa, yemin teklif etme hakkı bulunduğunu hatırlatılarak eda edilecek yeminin sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davalının vasıflı ikrarının (gerekçeli inkarının) bölünerek, yani ikrar eden aleyhine delil olarak kabul edilerek ispat yükünün davalı tarafa yüklenmesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-