Davacı ile davalı arasında yazılı bir sözleşme bulunmasa da, davalının ithalat amacıyla yurt dışından getirttiği malların, davacı antreposuna alındığı ve böylece icap ve kabul şeklinde taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu, bu durumda mahkemece, davacının davalıdan ardiye ücreti isteyebileceği gözetilerek, bu yönde araştırma ve inceleme yapılıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava, banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, alacak likit (bilinebilir- belirlenebilir) olduğundan İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca hüküm altına alınan miktar üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
01.10.2011 tarihine kadar olan dönemde bankalarca kredi kartı hamilleri aleyhine açılan davalarda görevli mahkemenin, dava değerine göre genel mahkemeler sıfatıyla sulh veya asliye hukuk, bu tarihten sonraki davalarda ise 6100 sayılı HMK’nun 2/1. maddesi uyarınca dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesi olması gerekeceği-
İtirazın iptali ile yazılı tahliye taahhüdüne dayalı kiralananın tahliyesi istemi-
Kira alacağının tahsili için tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-
Davalı bankanın 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 4814 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi hükmü gereğince ödeme yükümlülüğünün doğması için çek aslının onaylı fotokopisi verilmek üzere çek aslının davalı bankaya ibrazı gerekmesine, davacının talebinin kanunda belirtilen bu usule uymadığından doğrudan icra takibi yapmasının yerinde olmadığı-
Ödeme emrine itiraz ederken zamanaşımı def’ini ileri sürmüş olan borçlunun itirazın iptali davasında bu def’iyi tekrar ileri sürmesi gerekmediği, mahkemece kendiliğinden üzerinde durulacak ve araştırılacak bir konuda davalıya icra takibi sırasında belirttiği zamanaşımı def’ini mahkemede de ileri sürmesi zorunluluğunun yüklenemeyeceği-
Dava konusu icra takibi, 8 adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olup açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, hesaplanabilir, bir başka deyişle likit olduğundan İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına hükmedilen miktarın % 40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinin sırf bu yüzden somut olay için yine aynı mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olmasını gerektirmeyeceği-                      
Dava dışı takip dosyasında işbu dava tarihinden sonra tahsil edilen bakiye alacağın bu davada kabul edilen miktardan mahsup edilmesi sonucunu doğuracak şekilde hükmün 1. fıkrasının 6. bendinde “Davacı tarafından takip tarihinden sonra 10.10.2012 tarihinde yapılan 10.000 TL ödemenin İcra Müdürlüğü' nce infaz aşamasında değerlendirilmesine” karar verilmesinin doğru olmadığı-