İtiraz dilekçesi içeriğinden borcun tamamına itiraz edilmiş olduğunun başka bir anlatımla itirazın kısmi itiraz niteliğinde bulunmadığının anlaşıldığı, nitekim icra müdürlüğünce de itirazın borcun tümüne yönelik olduğu gözetilerek takibin tamamen durdurulmasına karar verilmiş olduğunun görüldüğü, bu durumda mahkemece davacının itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak amacıyla iş bu itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde kararın isabetsiz olduğu-
İtirazın iptaline ilişkin davada; mahkemece davacı alacaklının beyanı doğrultusunda davalı kiracının üç aylık kira borcunu ödediği kabul edilip, 2009 yılı beşinci ay ile davalı kiracının işyerinden çıkartıldığı tarih olan 2009 yılı Aralık ayı arası yedi aylık kira parası üzerinden itirazın iptaline karar verilmişse de; davalı savunmasında çıkartıldığı tarihe kadar ödenmemiş kira borcu olmadığını savunmuş, delilleri arasında sair her türlü delil ibaresiyle yemin deliline de dayandığına göre davalı borçluya mahkemece kabul edilen tahliye tarihine kadar kira parasının ödenmesine ilişkin olarak yemin teklif etme hakkını kullanıp kullanmayacağı hatırlatılıp sonucuna göre karar vermek gerektiği-
Davacının ilk rapora itiraz ettiği, bunun üzerine ek rapor alındığı ve ek rapora davacının itirazı bulunmadığı dikkate alındığında, mahkemenin neden ilk rapor doğrultusunda karar verdiğini açıklaması gerekeceği, şayet raporlar arasında çelişki görülüyorsa, bu husus teknik incelemeyi gerektirdiğinden yeni bir inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu-
İcra takibinden önce davalıya temerrüt ihtarı çekilmediğinden ve böylece somut olayda takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faize hükmedilemeyeceği, temerrüdün takiple oluştuğu ve ancak takip tarihinden sonrası için faiz yürütülebileceği-
Mahkemece, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 138/1. maddesindeki “fonun taraf olduğu hukuk davalarında 2004 sayılı icra iflas Kanunu'nda yazılı tazminat ve cezaların fon hakkında uygulanamayacağı” hükmü gereğince, alacağı fondan temlik alan davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulamayacağı-
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekeceği-
Davalının mutabakat tarihinden sonra mutabakat belgesinde belirtilen borca karşılık bir ödemesi bulunup bulunmadığının yazılı delillerle ispatlanması gerektiği, mutabakat belgesinin düzenleme tarihinden önceki ödemelerin mutabakat kapsamı içinde kalması nedeniyle sonuca etkili olmadığı gözetilerek deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Bireysel Emeklilik Sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın davalıdan tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Kira bedelinin tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali ve tahliye istemi-
Takip ve davaya konu mutabakat belgesini davalı şirket yetkilisi sıfatıyla imzalayan kişinin davalı şirket adına mutabakat belgesi imzalamaya yetkili olduğu, davalı taraf "ödeme savunması"nda bulunmuş ve ödeme savunmasını cevap dilekçesini ıslah tarihinden sonra da sürdürmüş olduğu anlaşılmış olup, davalının mutabakat tarihinden sonra mutabakat belgesinde belirtilen borca karşılık bir ödemesi bulunup bulunmadığının yazılı delillerle ispatlanması gerektiği, mutabakat belgesinin düzenleme tarihinden önceki ödemelerin mutabakat kapsamı içinde kalması nedeniyle sonuca etkili olmadığı-