Kira bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesi istemi-
İİK'nın 67. maddesi uyarınca genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıya karşı kredi borcunun tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, itirazın iptali davasına konu takip talebi ve ödeme emrinde borcun kaynağı olarak genel kredi sözleşmesi gösterilmiş ve takip talebine ekli sözleşmenin de genel kredi sözleşmesi olduğu görülüyorsa; dava ve takibe konu ticari kredi niteliğindeki genel kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın niteliği itibariyle T.T.K m.4.'te bankacılık işlemi olarak sayılan ticari dava vasfında olduğu ve görevli mahkemenin de Ticaret Mahkemesi olduğu-
Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısında, şahıs firması kaydının 19.10.2012 tarihinde müdürlüklerinden silindiğinin bildirilmesine ve davalının vergi levhasında 25.06.2010 tarihinde işe başlayarak kafe işlettiğinin yazılı olmasına göre, taraflar arasındaki sözleşme tarihi olan 21.01.2011 tarihi itibariyle davalının tacir sıfatını haiz olup, davacının da tacir olması karşısında 6102 S. TTK.'nın 4. maddesi uyarınca davanın ticari dava olduğu ve Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek işin esasına girilmesi gerektiği-
Dava konusu takip yabancı para üzerinden olup hükmedilen bedelin TL karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken asıl alacak olarak gösterilen yabancı para üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş olduğu anlamına gelecek biçimde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davalı şirketi temsile yetkili olmayan kimsenin kredi sözleşmesinde şirketin kefaletine dair imzasının şirketi borç altına sokamayacağı-
Dava konusu icra takibi yabancı para üzerinden yapılmış olup mahkemece bu durum gözetilerek davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline ve takibin 24.023,30 Euro üzerinden devamına şeklinde karar verilmesi gerekirken buna ilaveten "kura göre 55.578,07 TL olarak devamına " şeklinde hüküm oluşturulması doğru olmadığı gibi red edilen kısım üzerinden davalı yararına takdir ve tayin edilen vekalet ücretinin de hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 'nin 12/2 maddesi dikkate alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece taleple bağlı kalınarak davalının işlemiş faiz ve faiz oranına ilişkin itirazının iptaline karar verilmesi gerekirken asıl borcu da kapsayacak şekilde itirazın iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İflasına karar verildiği anlaşılan davalı yönünden görülmekte olan itirazın iptali davasında İİK 194 vd. maddelerinin uygulanması gerektiği- H.n meri olan çeklerin zorunlu karşılıklarının deposunun kefillerden talep edilemeyeceği- Davacı vekili tazmin edilen TL cinsi teminat mektubu için “… TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla mahkemece bu bedelin tazmin tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesi gerektiğini” bildirmiş olduğundan, tazmin edilen bu bedel için tazmin tarihinden itibaren sözleşme ile belirlenen temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekeceği, ve halen meri olan teminat mektubu yönünden depo kararı verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu- Euro cinsinden teminat mektubu için takip ve davada depo istenilmiş ise de söz konusu teminat mektubunun tazmin edildiği davacı tarafından bildirilmiş olup bu durumda anılan teminat mektubu yönünden tazmin tarihinden itibaren sözleşme ile belirlenen temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan, mahkemece uyuşmazlığın takip dayanağı olan çek gözetilerek çözümlenmesi gerekirken takip konusu edilmeyen fatura üzerinden araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurulamayacağı-
İİK'nın 67/2 maddesi uyarınca itirazın iptali davasının reddi ve alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olarak görülmesi halinde reddedilen meblağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği, iş bu davada harca esas değerin dolayısıyla reddedilen meblağın 10.880,00 TL olduğu dikkate alınarak davacı aleyhine bu tutar üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken dava konusu edilmeyen kısım da hesaba katılarak takip miktarı olan 64.103,42 TL üzerinden hükmedilmesi doğru değilse de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-