İtirazın iptali ve tahliyeye ilişkin davada dayanılan kira sözleşmesinde "kiraya verene yapılan ödemeler" başlıklı kısımda, "teslim eden" bölümünde davalının imzasının bulunduğu, "teslim tarihi" bölümde karalama yapıldığı, sözleşmede bunun dışında davalının başka bir imzasının bulunmadığı anlaşıldığından, yazılı kira sözleşmesindeki hükümlerin davalıyı bağlamayacağı ve kira bedeli taraflar arasında çekişme konusu olup davacının TMK. 6 uyarınca kira bedelini kanıtlaması gerektiğinden, mahkemece davacıya, kira bedeli konusunda yemin delili dahil ispat vasıtalarını sunması için imkan ve süre verilmesi gerektiği-
Kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin davada, davalının aralarında yaptıkları anlaşma gereğince taşınmaza yaptığı masraflar nedeniyle kira bedellerinin ödenmediğini savunduğu, davacının ise böyle bir anlaşmaya varmadıklarını belirttiği, davalının bu konuda mahsup isteği olmadığından ve iyileştirme masrafları ayrı bir davaya da konu olabileceğinden takip konusu alacağın tamamı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu alacak faturaya dayalı olup bilinebilir, belirlenebilir, bir başka deyişle likit olduğundan İİK'nın 67. maddesi uyarınca davacı yararına hükmedilen miktarın % 40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
352 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05/07/2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı nın asgari % 40 olarak uygulanacağı, davacının başlattığı icra takibi (03.05.2012) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce olduğundan, davacı lehine % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
İİK.nun 67. maddesine göre borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi halinde borçlunun, diğer tarafın talebi üzerine takip tarihi dikkate alınarak asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerekeceği-
Davacı yüklenici, kendisine yapılan ödeme tutarında yanıldığını iddia etmişse de, bu hususun esaslı hata olarak kabul edilemeyeceği- Yüklenici, ticaret şirketi olup ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğinden, kendisine yapılan ödeme miktarını bilmesi ve buna göre mutabakatname imzalamak zorunda olduğu-
Kooperatif ile üyesi ve üyelerin kendi arasındaki davaların, kamu düzeninden kaynaklanan kesin yetki kuralı gereğince kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği- Üye ile yetkiye itiraz etmeyen üye arasında takip yetki açısından kesinleşmiş olup, yetkiye itiraz etmemiş olsa da kooperatif açısından kesin yetki kural gereği icra dairesinin yetkisiz olacağı, her iki davalı yönünden farklı mahkemeler yetkili olduğundan ve itirazın aynı ve tek takibe dayanan itirazın iptali davasının ayrılması takibin de ayrılması sonucunu doğuracağından ve mahkemenin takibi ayırması mümkün olmadığından ayrı ayrı takip ve itirazın iptali davası açılması gerektiği gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nun 202. maddesi ''Senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.'' hükmünü içermekte olup, davacının dayandığı mail ve teslim tutanağının delil başlangıcı olarak kabul edilip edilemeyeceğinin tespitinin gerekeceği-