Davalı, dava açıldıktan sonra takibe itirazından vazgeçmiş olup konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması doğru ise de dava tarihindeki haklılık durumu gözetilerek kendisini davada vekil aracılığıyla temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken aksi bir kanaatle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi likit nitelikteki alacakla ilgili davalının itirazının dava tarihinde devam ettiği gözetilerek davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu sözleşmelerin ve davaya esas icra takibinin yapıldığı tarihlerde yürürlükte bulunan 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 26. maddesi yollamasıyla davaya konu finansal kiralama bedeline ilişkin alacağın BK'nun 125. (6098 s. TBK'nun 146.) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu-
Alacaklının takibinde haksız olduğu yargılama sonunda anlaşılmış ise de, takibi başlatmakta kötüniyetli olduğu yönünde dosya kapsamında herhangi bir belgeye rastlanmadığından alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmayacağı-
Davacının delil olarak sunduğu sevk irsaliyesi altında imzası bulunan kişinin davalı şirketin ortağı olduğunun tarafların kabulünde olduğu, bu durumda malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekeceği, mahkemece bu yönden delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek, icapsız yemine de dayanılmak sureti ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davalı yanca takipten sonra davadan önce yapılan ödemeler yönünden davacı alacaklının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek bu miktar yönünden davanın reddi ve reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu dosya borcunun tamamının 19.07.2011 tarihi itibariyle ödendiği ve dosya borcunun infaz edildiği gerekçeleriyle davanın konusuz kaldığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde İİK 50. maddesi de gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, zira yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasının açılabilmesinin koşullarından biri olduğu, dava koşullarının mahkemece davanın her safhasında re’sen gözetilmesi gerekeceği-
Mahkemece, takip borçlusu davalının itirazından vazgeçtiği, dolayısıyla davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmakla, karar tarihi itibariyle 25,20 TL karar ve ilam harcı alınmasına karar verilmesi gerekirken, 1.902,63 TL karar ve ilam harcı alınmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı icra takibini 05.10.2009 tarihinde başlatmış olup, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 Sayılı Yasanın 38.maddesi ile eklenen 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun geçici 10. maddesine göre %40 oranında icra inkar tazminatı takdir edilmesi gerekeceği-