Murisin vefatından sonra yersiz olarak çekilen aylığın tahsiline yönelik takipte itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, genel yetkili mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
Temerrüt tarihi olarak icra takip tarihinin esas alınması gerekirken, ödeme emrinin tebliğinden sonra 7 (yedi) gün eklenerek hesaplanan tarihinin esas alınmasının isabetsiz olduğu-
Takibe konu kira sözleşmesinde TBK.mad.583.'te belirtilen şekil şartlarına uyulup uyulmadığı üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekiği-
6111 sayılı Yasanın 17/21. maddesinde değişiklik yapan 6456 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen 8 ayın sonuna kadar il tarım müdürlüğüne başvurulması halinde, daha önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için davaların sonlandırılacağı ve icra takiplerinin durdurulacağından bahisle; davalının kefil olarak imzaladığı ortaklar sözleşmesine dayalı olarak kullandığı tarımsal kredi borcunu ödememesi nedeniyle davacı bankanın, alacağının tazmini amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali davasının, davalının mensubu olduğu kooperatifin yasal sürede başvuruda bulunduğu ve talebinin kabul edilerek, davacı bankaya talimat gönderdiği dikkate alınarak, sonlandırılması gerektiği-
Takibe konu edilmeyen ve açılan dava ile de ayrıca talep edilmeyen aylara ilişkin kira bedelinin tahsiline karar verilemeyeceği-
Davacı belediyenin, davalıya herhangi bir atık su hizmeti vermediği, davalının su ihtiyacını bahçesinde kurulan iki adet su kuyusundan sağladığı, atığın endüstriyel atık olmayıp, evsel atık niteliğinde olduğu, atık suyun davalı tarafından hat döşenmek suretiyle dereye döküldüğü, davacı belediyenin hizmet sağlamadığı bir hususta davalı fabrika aleyhine haksız olarak takibe geçtiği anlaşıldığından, takibin haksız olduğu gerekçesiyle itirazın iptali davasının reddi gerektiği- Davacı belediye, su bedeli veya atıksu bedeli isteyemeyeceğinden, ancak Kirliliği Önleme Payı (KÖP) talep edebileceğinden, kötüniyetli kabul edilmeyeceği ve bu durumda, itirazın iptali davasında aleyhine tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava, nakliyat sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece hükmedilen miktarın tazminat niteliği ve gerçek zararın araştırılması yargılamayı gerektirmekte olup, alacak likit olmadığından, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
11. HD. 10.12.2014 T. E: 12512, K: 19444-
Kanalizasyon hizmetinden yararlanmayan kişi ve kurumlardan atıksu bedeli alınamayacağı, mevzuata göre kanalizasyon hizmetinden yararlanmayan sanayî atıksu üreticilerinden ilgili mevzuatı gereğince Kirliliği Önleme Payı (KÖP) talep edilebileceği- Davalının atıksuyunu deşarj ettiği, davacı idarenin arıtma tesisinde son bulduğu tespit edilirse, dolaylı da olsa bir atıksu hizmeti verildiği kabul edilerek, yönetmelik gereğince atıksu bedeli tahakkuk ettirilebileceğinin kabulü ile ve itirazın iptali davasının da kabulüne karar verilmesi; davacı idarenin 'davalıya atıksu hizmeti vermediği' tespit edilirse, davacı kurumun davacıdan talep edebileceği bedelin “Kirliliği Önleme Payı” olduğu, ancak davacının kirlilik önleme payına yönelik tahakkuk yapmayıp, atık su bedeli talep ettiği gözetilerek, itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Ödünç verildiği iddia edilen paranın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin açılan davada, davalı tarafça .. TL'nin alındığı kabul edilmekle birlikte, bu paranın, davacının iddia ettiği gibi ödünç olarak alınmadığı, davacı şirkete ön ve avan proje hizmeti verildiği, bu hizmetin karşılığı olarak bu bedelin alındığı savunulduğundan, niteliği itibariyle vasıflı (gerekçeli) ikrarın söz konusu olduğu, paranın ödünç olarak verildiğini ispat yükümlülüğü davacı tarafta olup mahkemece de isabetli olarak ispat yükü davacıya yükletildiği- Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, BK. mad. 457(TBK. mad. 555) ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe, bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karinenin mevcut olduğu, bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin (muhil), bu idiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi" başlıklı HMK'nın 194. maddesi ile, tarafların, hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtilmesi zorunluluğu, yani somutlaştırma yükü getirildiği, bu yükümlülük gereği HMK'nın 119/1-f maddesi uyarınca davacının iddia ettiği herbir vakıanın hangi delille ispat edileceğini dava dilekçesinde açıkça belirtmesi esasının düzenlendiği, bu bendin, dava dilekçesindeki eksikliğin tamamlanması için süre verilen hallerden sayılmadığı, 140/5. madde hükmünün de aynı yönde düzenleme içerdiği, ''sonradan delil gösterilmesi'' başlıklı 145. madde hükmünün hakime takdir hakkı verdiği, sonradan gösterilen delili nazara alma zorunluluğu yüklemediği, ne var ki davanın bu düzenlemeleri içeren 6100 sayılı HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılmış olduğu ve ispat yükü kendisine düşen davacı tarafın dava dilekçesinde ve delil listesinde, ''her türlü hukuki delil '' ve '' diğer yasal kanıtlar' '' demek suretiyle yemin deliline dayanmış olduğu da gözetilerek, yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, HMK'nın 232. ve 229. maddeleri hükümleri de gözetilerek oluşacak uygun sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği-
