Kanalizasyon hizmetinden yararlanmayan kişi ve kurumlardan atıksu bedeli alınamayacağı, mevzuata göre kanalizasyon hizmetinden yararlanmayan sanayî atıksu üreticilerinden ilgili mevzuatı gereğince Kirliliği Önleme Payı (KÖP) talep edilebileceği- Davalının atıksuyunu deşarj ettiği, davacı idarenin arıtma tesisinde son bulduğu tespit edilirse, dolaylı da olsa bir atıksu hizmeti verildiği kabul edilerek, yönetmelik gereğince atıksu bedeli tahakkuk ettirilebileceğinin kabulü ile ve itirazın iptali davasının da kabulüne karar verilmesi; davacı idarenin 'davalıya atıksu hizmeti vermediği' tespit edilirse, davacı kurumun davacıdan talep edebileceği bedelin “Kirliliği Önleme Payı” olduğu, ancak davacının kirlilik önleme payına yönelik tahakkuk yapmayıp, atık su bedeli talep ettiği gözetilerek, itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Ödünç verildiği iddia edilen paranın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin açılan davada, davalı tarafça .. TL'nin alındığı kabul edilmekle birlikte, bu paranın, davacının iddia ettiği gibi ödünç olarak alınmadığı, davacı şirkete ön ve avan proje hizmeti verildiği, bu hizmetin karşılığı olarak bu bedelin alındığı savunulduğundan, niteliği itibariyle vasıflı (gerekçeli) ikrarın söz konusu olduğu, paranın ödünç olarak verildiğini ispat yükümlülüğü davacı tarafta olup mahkemece de isabetli olarak ispat yükü davacıya yükletildiği- Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, BK. mad. 457(TBK. mad. 555) ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe, bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karinenin mevcut olduğu, bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin (muhil), bu idiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi" başlıklı HMK'nın 194. maddesi ile, tarafların, hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtilmesi zorunluluğu, yani somutlaştırma yükü getirildiği, bu yükümlülük gereği HMK'nın 119/1-f maddesi uyarınca davacının iddia ettiği herbir vakıanın hangi delille ispat edileceğini dava dilekçesinde açıkça belirtmesi esasının düzenlendiği, bu bendin, dava dilekçesindeki eksikliğin tamamlanması için süre verilen hallerden sayılmadığı, 140/5. madde hükmünün de aynı yönde düzenleme içerdiği, ''sonradan delil gösterilmesi'' başlıklı 145. madde hükmünün hakime takdir hakkı verdiği, sonradan gösterilen delili nazara alma zorunluluğu yüklemediği, ne var ki davanın bu düzenlemeleri içeren 6100 sayılı HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılmış olduğu ve ispat yükü kendisine düşen davacı tarafın dava dilekçesinde ve delil listesinde, ''her türlü hukuki delil '' ve '' diğer yasal kanıtlar' '' demek suretiyle yemin deliline dayanmış olduğu da gözetilerek, yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, HMK'nın 232. ve 229. maddeleri hükümleri de gözetilerek oluşacak uygun sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği-
Tacir olsun veya olmasın bir tüzel kişi adına çek düzenleyen kişinin adı ve soyadının düzenlenen çek üzerine açıkça matbu olarak kaşe basılmak suretiyle veya el yazısıyla yazılacağı- Tacir çekinin ad ve soyad yazılmak suretiyle şirket müdürü tarafından imzalandığı durumda, çek tüzel kişi şirket adına imzalandığından şahsen sorumluluğun söz konusu olmayacağı-
Ticari işlerde temerrüt faizi oranı serbestçe belirlenebileceği (6102 s. TTK. mad. 8), davacı banka ile imzalanan genel kredi sözleşmesi bankacılık işi olup ticari iş niteliğinde bulunduğundan, TBK. 88 ve 120.’deki sınırlamalar ticari kredilerde uygulanmayacağı- 6352 s. Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatının asgari %40 olarak, bu tarihten sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise icra inkar tazminatının % 20 olarak uygulanacağı-
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
İİK.nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklının aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacağı-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yasaya aykırı olup bu hususun husus kamu düzeni ile ilgili gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödev olduğu, kısa karar ve gerekçeli kararda vekalet ücreti konusunda çelişki yaratılması karşısında hükmün bozulması gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
İtirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkemenin öncelikle tetkik merciinin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırması gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve % 40 icra inkar tazminatının tahsili istemi-