Mahkemece davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken itirazlar değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava dilekçesine göre dava konusu edilen nakit alacak miktarı 405.835,30 TL gayrinakit alacak (depo talebine konu edilen) miktarı ise 9.400,00 TL olup dava değeri olan bu miktarlar gözetilerek davanın reddedilen bölümü yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken dava konusu edilmeyen miktarlar da nazara alınarak takipte talep edilen toplam miktar üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle davalı yararına fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davanın, 1.000.000,00 TL üzerinden açıldığı ve bu miktarın faiziyle birlikte kabulüne karar verildiği, o halde mahkemece davanın tümden kabul edildiği gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden de bu çerçevede hüküm oluşturulması gerekirken dava kısmen kabul edilmiş gibi yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Satıcının, satış sırasında KDV'nin satış bedelinin dışında olduğunu açıkça bildirmemişse satış bedeline dahil olan ve yükümlüsü bulunduğundan maliyeye ödemek zorunda kaldığı KDV'yi taraflar karşılıklı edimlerini yerine getirdikten, yani satış akdi sona erdikten sonra artık alıcıdan rücuen talep edemeyeceği, zira, böyle bir talebin hukuki dayanağının bulunmadığı-
İtirazın iptali davalarının itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekeceği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu-
Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Dava konusu icra takibinin dayanağı olan senette yasal unsurlar mevcut olduğundan bono (kambiyo senedi) vasfında olduğu, davacı senedin hamili, davalı ise lehtar-ciranta olup ödememe protestosu çekilmediği dosya içeriğinden anlaşıldığı, bu durumda hamilin cirantaya karşı talep hakkının düştüğü, davacının, davalıya ödünç para verdiğini iddia ederek temel ilişkiye dayanmış ise de bu yöndeki iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, zira dava konusu senet tüm zorunlu yasal unsurları tamam olan kambiyo senedi niteliğinde olup yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığı, davalının açık muvafakati olmadıkça senede karşı ileri sürülen iddiaların tanıkla kanıtlanmasının usule aykırı olduğu-
Öncelikle davacı bankanın alacağının hangi sözleşmeden kaynaklandığının belirlenmesinin lazım olduğu, borç 27/03/2007 tarihli sözleşmeden doğmakta ise davalı kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdü ile borçtan sorumlu olduğu, şayet borç 26/03/2012 tarihli sözleşmeden doğmakta ise davalı kefilin bu sözleşmede imzası bulunmadığının dikkate alınmasının gerekeceği-
Davalı murisinin vefatı sonrası yersiz çekilen aylıklarının tahsiline yönelik başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkin davaya konu uyuşmazlıkta, 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri yok ise, sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemelerinin görevi bulunmayacağı, bu tür davaların, genel görevli mahkemelerde çözüme kavuşturulması gerekeceği-
İtirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü dava açma süresinin borçlunun itirazlarının alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı-
Gemi alacağı iddiası nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 36. maddesi de dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafça ileri sürülen alacak kalemlerinin 6762' sayılı TTK kapsamında kanuni rehin hakkı tesisine imkan sağladığı dikkate alınmaksızın, dosya içerisinde örneğine rastlanmayan sözleşmeden söz edilerek ret hükmü kurulamayacağı-