Mahkemece, davalı-kiracı tarafından gönderilen 31.10.2012 tarihli ihtar ile kiralanan taşınmazın sadece bodrum katının anahtarının tevdi edildiği, giriş katı anahtarının ise tevdi edilmediğinden kira sözleşmesinin feshedilmediği ve taşınmazın tahliye edilmediğinden davalı kiracının 2012 Yılı K. ve Aralık ayları kira bedelinden sorumlu olduğu şeklinde hüküm kurulduğu, bu durumda taşınmazın tahliye edilmeden sözleşmenin 17.2. maddesine dayalı olarak erken fesih nedeniyle cezai şart alacağının istenemeyeceği-
Abone olan davalı (ev sahibi) aleyhine ödenmeyen elektrik borçlarının tahsili amacı ile icra takibine vaki itirazın iptali davasında, elektrik aboneliğini ödenmeyen faturalara rağmen sonlandırmayan davalının, davacı elektrik idaresince tahakkuk ettirilen elektrik tüketim bedellerinden kullanıcılarla (kiracı) birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Davanın, davalının kooperatife ortak olduğu nedenine dayalı alacakla ilgili olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı, bu itibarla kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi seçilerek kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri, yönetim ve genel kurul kararları, hazirun cetvelleri ile varsa banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, davalının kooperatif üyesi olup olmadığı hususunda açıklamalı gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile davalının dava konusu ana borçtan (ana tüketim bedelinden) her halükarda sorumlu olduğu, davacının yönetmelik gereği elektriği uzun süre kesmemesinin (somut olayda 5 yıl) dairemiz uygulamasına göre davacı açısından müterafik kusur oluşturacağı ancak bu kusurun da gecikme zammından indirim sağlayacağı bu indirimin de %50 oranında ve en fazla yasal faize kadar olacağı dikkate alınarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesinin gerekeceği-
İtirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilmesi gerekeceği-
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, ipotek senedinde teminatın konusu, imzalanan sözleşme ile devri vaadedilen taşınmazın devri olup, asıl davada davalı kendi taşınmazını ipotek olarak göstermişse de, sözleşme gereği ödenen paraları ve yapılan masrafları, sözleşmenin tarafı olmayan ipotek borçlusunun bilmesi mümkün olmadığından, bu davalı alacağın likit olmadığı-
Tazminata konu eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi halinde o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresinin hukuk hakimi tarafından uygulanacağı, ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için ceza davasının açılmış olmasının gerekmeyeceği-
Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerektiği ve bu hususun davalı borçlu tarafından ispatlanacağı-
İİK 67/II maddesi uyarınca, davanın reddine karar veren mahkemenin, alacaklının kötü niyetli icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varırsa, alacaklıyı borçluya kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edeceği, itirazın iptali davasını kazanan borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davacı alacaklının yaptığı icra takibinin haksız bulunmasının tek başına yeterli olmadığı, bundan başka bu icra takibinin kötüniyetle yapılmış olduğunun da ispat edilmesi gerektiği, icra takibinin kötüniyetle yapıldığı ispat edilemez ise, itirazın iptali davası reddedilen davacı alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilemeyeceği-
Takip konusu alacağın sulama bedeli mahiyetinde olup, miktarı davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir olan bu alacağın likit alacak niteliğinde olduğu, mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin gerekeceği-