Sözleşmede kira borcunun ifa yerine ilişkin hüküm bulunmaması veya sonradan tarafların anlaşması ile ödeme yeri veya kişinin belirlenmemesi veya kiraya veren tarafından kira parasının tahsili hususunda bir başkasının yetkili kılınmaması durumunda borçlunun ancak bizzat alacaklıya ödeme yapmakla borcundan kurtulacağı, üçüncü kişiye yapılan ödemenin borçluyu borcundan kurtarmayacağı-
Davacı 2009 yılı Eylül ayında davalı kiracı Turkcell'in taşeronu firma tarafından “3G”ye dönüşümle ilgili revizyon-modernizasyon çalışması sırasında oluşan hasar bedelinin tazmini talep etmiş ise de kira sözleşmesinin 9. maddesinde kararlaştırılan yazılı ihbar yükünü yerine getirmediğinin anlaşıldığı, mahkemece yazılı ihbar yükünü yerine getirmeyen kiraya verenin Turkcell tarafından meydana getirildiği iddia edilen hasar nedeniyle tazminat talep edemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı avukatın müvekkili olan dava dışı alacaklı ile davalı arasında yapılan temlik sözleşmesinde taahhüt edilen vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta, davalı ile dava dışı icra dosyası alacaklısı arasında yapılan temliknamede, davalı icra dosyasında alacaklı vekiline ait vekalet ücretini ödemeyi taahhüt etmiş olup, davalının bu taahhüdü kapsamında, temlike konu icra dosyasına ilişkin davacının vekalet ücreti alacağından sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kat maliklerinden her birinin aralarında başka bir anlaşma yoksa ortak giderlerden yönetim planında belirtilen şekilde, yönetim planında hüküm olmaması halinde 634 sayılı Yasanın 20. maddesinde belirtilen şekilde sorumlu olacağı, kat mülkiyetine tabi bağımsız bölümün maliklerince kullanılmıyor olmasının davalıların ortak giderlerden sorumlu tutulmamasını gerektirmeyeceği-
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, itirazın iptali yönünde karar verildikten sonra aynı miktar yönünden ayrıca tahsil hükmü kurulmasının doğru olmadığı-
Davacının 2008 yılının Aralık ayında, yani hesap senesinin son ayında istifa etmesi nedeniyle çıkma payı alacağının 2009 yılı bilançosunun görüşüldüğü 04.04.2010 tarihinden bir ay sonra muaccel hale gelmesi sebebiyle temerrüt faizinin 05.05.2010 tarihinden itibaren başlatılması ve çıkma payı alacağından düşülecek genel giderlerin 2009 yılı bilançosuna göre belirlenmesi gerekirken, davacının çıkma payı alacağının, 2008 yılı bilançosuna göre belirlenen genel gider çıkarılarak hesaplanmış ve temerrüt faizinin de 2008 yılının bilançosunun görüşüldüğü tarihten bir ay sonra başlatılmış olması, ayrıca İİK 'nın 67. maddesi gereğince icra inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekirken toplam alacak üzerinden hesaplanmasının doğru olmadığı-
Davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için çek asıllarının davacı yanca bankaya ibrazı gerektiği- Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamayacağı- 3167 s. Yasa'nın değişik 6/4. maddesinde mevcut olmayan bir hüküm, 5941 sayılı Yasa'nın 8/4 maddesine konularak, kısmi ödeme yapılmayacağına ilişkin bu durumun muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağının düzenlendiği- Keşide ve takasa ibraz tarihleri itibariyle 5941 sayılı Kanun’un yürürlük dönemi içinde olduğu anlaşılan çekte, çek defterinin banka tarafından hangi Kanun döneminde müşterisine verildiği araştırıldıktan sonra, verilme tarihi dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-