Davacının ödemesine konu kredinin şirkete kullandırılan kredi olduğu, mahkemece, sözleşmede kefil sıfatıyla imzası bulunan kefil sayısının 6 olduğu, davalıların hisselerine isabet eden borç miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kefil sayısının 5 olduğu kabul edilerek hüküm kurulamayacağı, ayrıca davanın işlemiş faiz yönünden reddedilmesine rağmen yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-                  
Herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu- Herkesin, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğu- 14. madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenlerin serbest olduğu- Kimsenin, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağı, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamayacağı ve suçlanamayacağı- Diyanet İşleri Başkanlığının, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirdiği- Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahip olduğu; bu hakkın din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerdiği- Din veya inancını açıklama özgürlüğünün, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabileceği-
Bilirkişi raporuna, kayıp kaçak, dağıtım, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin de dahil edilerek hesaplama yapılması gerektiği-
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesi kapsamında zarar oluşması için yeni personel alımı nedeniyle tavan miktarı aşan ödeme yapılması gerektiği, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesi kapsamında davalı tarafından ödenecek bir zarar oluşmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Asliye hukuk mahkemesi nezdinde yürütülen kararın stajyer avukat aracılığıyla tebliğ edilemeyeceği-
Davalı A. Sigorta A.Ş. ile davacı arasında düzenlenen sigortanın zorunlu mali sorumluluk sigortası olup, hasarın sigortalanan araçta meydana geldiği, işletenin ileri sürdüğü tazminat taleplerinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(Trafik Sigortası) Genel Şartları uyarınca teminat kapsamında kalmadığı anlaşıldığından ,mahkemece davalı A. Sigorta A.Ş. Yönünden davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davanın açıldığı tarihte ödenmemiş bir borç sebebiyle haklı olarak açılmış bir davanın seyri esnasında borç ödenirse, davanın açıldığı tarihteki durumu itibariyle davacı lehine vekalet ücretinin takdir edilmesi ve davalı yararına vekalet ücretinin takdir edilmemesi gerektiği- Borçlunun icra dosyasına zamanaşımı defi ileri sürmesi halinde itirazın iptali davasında tekrar zamanaşımı ileri sürmesine gerek olmadığı-
Sözleşmeye konu traktörün alıcının yeğeni adına tescil edildiği, davacı bedeli ödenmesine rağmen malın teslim edilmediğini ileri sürmüş ise de sözleşme tarihinin 2008, dava tarihinin 2010 olması gözetildiğinde bu durumun "hayatın olağan akışına aykırı olduğu", alıcı ile davacı arasında adi ortaklığın bulunup, davaya muvafakat eden alıcının da imzasını taşıyan belgelerin delil olarak kabul edilmesi gerektiği, bu belgelere göre alıcı ve alıcının yeğeninin traktör ve ön yükleyici kepçeyi tam ve eksiksiz olarak teslim aldığı, hal böyle olunca, davalının teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabulü ile itirazın iptali davasının reddine karar verileceği-
İtirazın iptali davası ve bu davada davacının kurum zararına yol açtığı kısmen de olsa kanıtlanamadığından, davalı kurumun olayların açıklanan seyri içinde salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerini uygulamış olduğu söylenemeyeceğinden, yapılan hacizler haksız olmadığından, mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmediğinden, bu yönün bozmayı gerektirdiği-
Davalıların oğlu murisin ölümünden sonra ölü sigortalının aylığının davalılar tarafından çekildiği, borcun murisin borcu olmayıp bizzat davalıların borcu olduğu açık olup davalıların mirası reddettikleri gerekçesiyle davalılar yönünden husumetten red kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulmasının gerekeceği-