Davalının davacı aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine davacının süresinde itiraz ettiği ve takibin onun yönünden durduğu, bunun üzerine davalı tarafından İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 2013/154 esas sayılı dosyası ile görülen itirazın iptali davasının açıldığı, davacının takip konusu borca yönelik itirazlarını söz konusu davada ileri sürme imkanı bulunmakta olup, eldeki davayı açmakta hukuki yararının olmadığı-
Kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafları, TBK 530. maddesi kapsamında vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kiraya verenden isteme hakkının olduğu, ancak davalının taşınmazı tahliye ettiğini ispat edemediği anlaşılmakla davalı kiracı taşınmazı tahliye etmeden 3.500 TL olan faydalı masraf alacağının kira borcundan düşülmesini isteyemeyeceği, bu nedenle mahkemece 3.500 TL faydalı giderin kira alacağından düşülmesinin doğru olmadığı-
Atık su kulanım bedelinden, fiili kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler kullanım süre ve miktarı ile sorumlu olduğu- Mahkemece mahallinde keşif yapılarak davalı tarafın defter ve belgeleri de incelenerek işyerinin büyüklüğü, çalışan personel sayısı, işyerinin müşteri kapasitesi belirlenip, davalının tüketilebileceği su ve atık su miktarının tespit edilerek, dava konusu atık su bedellerinin bilirkişi tarafından ayrıca denetime elverişli bir şekilde hesaplaması gerektiği, bilirkişi raporunun yetersiz olup hükme esas alınamayacağı-
Gecikme cezasının faiz niteliğinde olduğu, takip konusu alacağın kaçak elektrik tüketim bedelinden eş söyleyişle haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenle kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği tarihten (eylem tarihinden) itibaren yasal faiz istenebileceği, nitekim davacı yanın da 08.03.2007-21.02.2008 dönemi için yasal faiz talebinde bulunduğu, o halde mahkemece dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile talep edilen dönem için işlemiş yasal faiz ve KDV miktarı hesaplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kaçak elektrik bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkin olarak, alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu toplanan deliller ile bilirkişi raporu alınarak yapılan hesaplamalar sonucu saptanacağından, alacağın likit kabul edilemeyeceği ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-  Kaçak elektrik bedelinin tespiti konusunda görüşüne başvurulan bilirkişinin serbest muhasebeci mali müşavir olduğundan bu rapora itibar etmek yerine uzman elektrik veya elektrik elektronik mühendisi olan bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekeceği-
Kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan ekstre borçlarına ilişkin icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin davada, uyuşmazlığa özel kanun niteliğinde bulunan 5464 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği düşünülmeksizin, işleyecek temerrüt faiz oranına genel kanun niteliğinde bulunan TBK hükümlerine göre hükmedilmesinde isabet görülmediği-
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olmasının gerekeceği, somut uyuşmazlıkta, davalının işyerinde, ticarethane aboneliği tesis edildiği anlaşıldığından, davalı tüketici tanımına uymadığı gibi, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanmasının da mümkün olmadığı-
Araç kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Davalı tarafından önceki malik A.D.'a verilen 13.000 TL bedelli iki adet çekin 21.09.2007 tarihli protokol kapsamında verilen çeklerle ilgisi olmayıp 24.01.2008 tarihinde F.B.'nın teslim aldığı Garanti Bankası E.yurt Şubesi 30.08.2008 tarihli 8001292 ve 30.09.2008 tarihli 8001293 nolu çeklerin yerine verildiği açıklanmış olup bu durum karşısında söz konusu çeklerin kira bedelinden mahsubunun gerekip gerekmediğinin bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu gözetildiğinde, alacağın likit ve muayyen, bir başka deyişle taraflarca önceden belirlenmiş veya basit bir işlemle hesaplanabilecek nitelikte olduğu, hal böyle olunca, mahkemece alacağın likit olduğu gözetilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekeceği- Davacı şirketin ancak bu konuda bir kararlaştırmanın bulunduğunu ispat ettiği taktirde dava konusu ödenmeyen fatura bedeli alacaklarına 6183 sayılı yasada öngörülen oranlarda gecikme zammı uygulanmasını isteyebileceği, aksi durumda ise, fatura bedellerine son ödeme tarihlerinden itibaren ancak yasal faiz uygulanmasını talep edebileceği-