4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalar ile Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanuna göre Aile Hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma veya tenfizinde aile mahkemesinin görevli olduğu-
Türk Medeni Kanununun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin davalarda, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığından davanın aile mahkemesince görülüp karara bağlanmasının gerekeceği-
Çocuğun dava açma süresine ilişkin TMK.’nun 303. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa, çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar... cümlesinin Anayasa Mahkemesinin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 esas 2011/143 karar sayılı kararıyla Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği, iptal kararının 7.2.2012 tarihli 28197 sayılı Resmi Gazete'de yayınlandığı, kararda yer alan "bir yıllık" erteleme süresinin sona ermesiyle iptal kararının 07.02.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği; bu sebeple, iptal kararının yürürlüğe girmesinin ertelendiği süre içinde iptal hükmünün ortaya çıkardığı hukuki boşluk, TBMM tarafından yeni bir yasal düzenleme ile doldurulmadığına göre; artık mahkemece, iptal kararından sonraki yeni durum dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Babalık davasında, Hazine ihbar üzerine (TMK. md. 301) usulüne uygun olarak müdahale isteğinde bulunup davaya müdahil olmadığına ve davada taraf durumuna gelmediğine göre, hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığı-
Dava, sonradan evlenme ile kurulan soybağının iptali ve babalığa ilişkin olduğundan davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden asliye hukuk mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Nüfus kaydının düzeltilmesi ve gerçek anne-babasının nüfusuna tescili istemine ilişkin davanın aile mahkemesinde görülüp karara bağlanması gerekirken görevsizlik kararı verilmeden, asliye hukuk mahkemesi olarak yargılamaya devam edilemeyeceği-
Babalık davalarında aile mahkemelerinin görevli olup, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde aile mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılacağı-
Ana açtığı davada, evlilik dışı ilişkisinden doğan çocuğun babasının belirlenmesini, davalı ile çocuk arasında soybağının hükümle kurulmasını istediğine göre, davanın vekaletsiz tasarruf hükümleri çerçevesinde, çocuk adına ve onu temsilen de açıldığının kabulü gerekeceği-