Babalık davasının, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edileceği–
Babalık davalarında, davanın kanıtlanması halinde «babalığın tesbitine» karar vermekle yetinilmesinin gerekeceği–
Davanın, Nüfus Kanununun 46. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi davası olmayıp, Türk Medeni Kanunu’na dayanılarak açılan babalık davası niteliğinde olacağı, bu nedenle husumetin hazineye yöneltilmesi gerekeceği–
Anne ve çocuk tarafından açılan babalık davasında annenin vekili olan avukatın aynı zamanda çocuğa kayyım olarak atanmasının, Avukatlık Kanunu’na aykırı olacağı–
Mahkemece Adli Tıp Kurumu yazıları arasındaki çelişkinin giderilmesinin, çocuk erkek çocuk olduğundan (y) kromozonu ile babalık tespitinin yapılmasının mümkün olup olmadığının tespiti sonucuna uygun karar verilmesinin gerekeceği–
Davacı annenin her zaman çocuğun yararına hareket edemeyeceği olasılığından hareket ederek, küçük için kayyım tayin edilmesinin ve böylece çocuğun yararının korunması için babalık davasında kayyımın bulunmasının zorunlu olduğu- 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 301. maddesinin son fıkrası ile babalık davasının kamu düzenini de ilgilendirdiği dikkate alınarak Cumhuriyet Savcısı ve Hazineye ihbar edileceği kuralının getirildiği–