Çocuk tarafından açılan "babalığın tespiti" ne ilişkin davada, TMK. nun 303/2. maddesinde yer alan ''çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar.'' şeklindeki hükmü Anayasa Mahkemesi'nce 2010/71 Esas-2011/143 Karar ve 27.10.2011 tarihli kararı ile iptal edilmiş olduğu ve bunun sonucu olarak TMK ' da çocuk tarafından açılacak dava için hak düşürücü sürenin artık bulunmadığı - Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesinde; ''çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.'' hükmünün yer aldığı bu nedenle mahkemece davanın Hazineye usulüne uygun ihbarı sağlanmadan yargılamanın sonuçlandırılamayacağı - Mahkemece babalığının tespitine karar verilmesi istenilen İ.C.’ın yasal mirasçıları saptanıp, bunların yöntemince davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Babalığın tespiti istemine ilişkin davalarda, mahkemece tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak babalık iddiası ile ilgili olarak çocuk, anne ve baba olduğu iddia edilen kişiye ait gerekli kan ve doku örneklerinin alınıp, DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nun 301. ve devamı maddeleri uyarınca çocuk tarafından açılan babalığın tespitine ilişkin davada, mahkemece, davanın kamu düzenini ilgilendirmesi bakımından kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın soybağının doğru olarak tespit edilmesinin zorunlu olduğu; bu nedenle mahkemece, salt taraf beyanları ile yetinilmeyip, dava ile ilgili yerel kolluk araştırması yaptırılıp iddia ile ilgili olarak 01.11.2002 tarihinde öldüğü belirtilen Derda Ö...'dan doku örnekleri alınarak DNA testi yaptırılması, alınacak rapor da gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 301. ve devamı maddeleri gereğince babalığın tespitine ilişkin davada, aynı Yasanın 303/3. maddesi uyarınca çocuk ile bir başka erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, hak düşürücü süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağı, dolayısıyla çocukların kayden babası görünen N. ile olan soybağı ilişkisi ortadan kalkmadıkça temyize konu babalık davasının sonuçlandırılamayacağı- Soybağının reddi davası açılması için süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, dava açılmadığı ya da açılıp reddedildiği takdirde ise davanın reddi gerekeceği -
Babalık davasında nüfus müdürlüğüne husumet düşmeyeceğinden davada nüfus müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesinin onu yasal hasım haline getirmeyeceği ve ayrıca çocuk ile dava dışı kişi arasında soybağı ilişkisi bulunmakta olup bu bağ kaldırılmadıkça babalık davasının dinlenemeyeceği-
Babalık tespiti kararının İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olmasının yargılamanın iadesi nedeni olarak kabul edileceği-
Soybağı kaldırılmadıkça babalık davasının görülemeyeceği-
Çocuk ile baba arasındaki soybağının belirlenmesinin ana ve çocuk tarafından istenebileceği, davanın babaya, baba ölmüş ise mirasçılarına karşı açılacağı, davanın Cumhuriyet Savcısı ve Hazineye ihbar edileceği-
Soybağının reddi davasını açma hakkının bulunmasına rağmen çocuk tarafından bir dava açılmadığı durumda davalı koca ile çocuk arasındaki soybağı ilişkisinin devam edeceği-
Davacının yetkili memur önünde hazır bulunmak suretiyle aynı zamanda ve bir arada olumlu iradesini açıklamasından söz edilemeyeceğinden evliliğin yok hükmünde olduğu; yok hükmünde olan evlenme hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından, iptali için dava açılmasının bile gerekmediği ve babalık karinesinin uygulanmayacağı; ancak evlilik nüfus kayıtlarına tescil edilmiş ise ilgililerin evlenmenin yokluğunun tespiti ve yanlış kaydın düzeltilmesi davası açma imkanı olduğu-