Hem babalık tespiti hem de soybağının reddi davasında, yasal temsilci olan anne ile küçüklerin menfaatinin çatıştığı, diğer yandan ananın babalık tespiti davasını açma hakkının düşmüş olduğu durumda; çocuklara atanacak kayyımın davayı devam ettirme olanağının olduğu-
Babalığa ilişkin davanın Aile Mahkemesinde; Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanmasının gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu’nun 337. maddesinin evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun velayeti anaya ait ise de kanun koyucu, babalık davasında ananın her zaman çocuğun yararına davranmayacağı ilkesinden hareket ederek küçük için hemen vesayet makamınca kayyım tayin ettirilmesini (TMK.md.426/2) ve davanın Cumhuriyet savcısına, Hazineye; ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbarını (TMK.md.301/3) ve böylece çocuğun yararının korunmasını öngördüğü-
Yasa’nın, baba olduğunu iddia eden kişiye, ancak; dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde soybağının reddi davası açma hakkı tanıdığı, bu hallerin varlığı ispat edilmedikçe baba olduğunu iddia eden kişinin, soybağının reddi davası açamayacağı-
Babalık davasının, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edileceği - Çocuğun, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşıyacağı–
Dava, babalık (TMK. m.301) olarak nitelendirildiği halde, babalık davasının 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesi gereğince aile mahkemesinin görevine girdiği ve davaya "bu sıfatla bakılması" gerektiği gözetilmeksizin, asliye mahkemesi olarak devam edilip hüküm kurulmasının doğru bulunmadığı-
Babalık davası açma hakkı çocuk ile anaya tanınmış olduğundan çocuğun alt soyu tarafından, hak düşürücü sürelere de uyulmadan babalık davası açılamayacağı-
Hazinenin babalığa ilişkin hükmü temyiz etmekte TMK' nın 301/3. maddesindeki düzenleme gereğince "dava kendisine ihbar edileceklerden" olması sebebiyle hukuki yararlarının bulunduğundan, hakim; iki taraftan birinin talebi olmaksızın re'sen bir davayı tetkik ve halledemeyeceği-
Davalının, murisin parasının harcandığını savunduğu, bu savunmasını tarafların anne kız olması sebebiyle tanık dahil tüm delillerle ispatlayabileceği-