-
«1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe
«Madde 301 - Madde çocuk ile babası arasındaki soybağının hâkim hükmü ile kurulabilmesi olanağını, bu olanağın gerçekleşmesini dava açma yoluyla sağlayabilecek kişileri, davanın kime karşı açılacağını ve kime ihbar edileceğini düzenlemektedir. Yürürlükteki Kanunun 295 inci maddesini karşılayan bu mad-dede İsviçre Medenî Kanununun 261 inci maddesinden esinlenilmiş olmakla birlikte, İsviçre Medenî Kanununun anılan maddesinin aynen alınması sözkonusu değildir.
Birinci fıkra ana ve çocuğun, baba ile çocuk arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini isteyebileceklerini, yani ana ve çocuğun babalık davası açabileceklerini hükme bağlamaktadır. Kaynak maddenin birinci fıkrasının aynı-sıdır. Dava hakkına hem anne hem de çocuk ayrı ayrı sahiptirler.
İkinci fıkrada ise, davalılar belirlenmiştir. Bunlar baba ve babanın ölümü hâlinde onun mirasçılarıdır. Kaynak maddede ise, davanın, babaya veya onun ölümü hâlinde, sırasıyla, babanın altsoyuna, anne ve abasına veya kardeşlerine yahut bunlar da yoksa babanın son yerleşimyerindeki yetkili resmî makama karşı açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık davalı olabilecek mirasçılar maddede sınırlanmamış ve resmî makamlar olarak Cumhuriyet savcısı ile babalık davasının dokunduğu çıkarları korunması gereken Hazine dava kendilerine ihbar edilecek kişiler olarak üçüncü fıkraya alınmıştır. Üçüncü fıkra gereğince dava kendisine ihbar edilecek diğer kişi, eğer baba ölmüşse, onun karısıdır. Cumhuriyet savcısına ihbar zorunluluğu, babalık davalarının kamu düzenini de ilgilendirmesi nedeniy-le getirilmiştir.»
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:
‘Madde 287 - Madde, yürürlükteki Kanunun 295.madde-sini karşılamaktadır. Fakat yürürlükteki Kanunda bu dâva sonuçları açısından malî veya şahsî hâl sonuçlu olmak üzere iki türde öngörülmüştür. Tasarıda ise babalık dâvası bütün hallerde çocukla babası arasındaki soybağının mahkemece tesbitini hedef almaktadır.’:
«D. Babalık dâvası
I. Dâva hakkı
Madde 287 - Evlilik dışı çocuğun babası ile olan soybağının mahkemece tesbitini ana ve çocuk isteyebilirler.
Dâva, babaya ve ölümü hâlinde mirasçılarına karşı açı-lır.»
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:
‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir. (soydanlık için babalık davası) teriminin gerekçesi bu bölümün başındaki genel gerekçede ve sonraki maddelerde bulunduğu için burada tekrar edilmemiştir.
2) Biçim değişikliği: Şimdi yürürlükte olan metinle aynı numarayı taşıyan bu madde ayrı ayrı üç kuralı kapsadığından, üç ayrı fıkraya bölünmüştür.
3) Hüküm değişikliği: Yürürlükte bulunan metinde yanlışlıkla 296 ncı maddenin kenar başlığına konmuş olan (dava hakkı) terimi, aslında olduğu gibi 295 inci maddeye ikinci kenar başlık olarak (davacı ve davalı) şeklinde eklenmiştir. Böylece maddenin metniyle kenar başlık arasındaki bağlantı sağlanmıştır.
295 inci maddenin birinci fıkrasından (babanın hükmen tayini için) ibaresi kaldırılmıştır; zira bu maddede davanın konusu değil, soydanlık için babalık davasında taraflar gösteril-mektedir. Bu davanın konusu, 297 nci maddede düzenlenmiştir. 295 inci madde, kenar başlığından da anlaşıldığı gibi, sadece tarafları belirttiği için, maddenin metni ona göre düzel-tilmiştir.
İkinci fıkraya, ananın açmış olduğu soydanlık için babalık davasının, çocuğun dava hakkını düşürmeyeceği, şeklinde bir kayıt eklenmiştir; zira ana bir soydanlık davası açınca herhangi bir ihmal veya tedbirsizlik yüzünden veya davanın iyi yürütülememesi sonucundan bu dava reddedilirse çocuğun durumu ne olacaktır? Bu sebeple çocuğun, böyle bir durumda, yasada ko-nulmuş süre ve şartlar içerisinde, soydanlık davasını açmağa hakkı bakî olduğunu kabul etmek, adalet icabındandır. Ancak şu noktanın belirtilmesi gerekir ki, burada soydanlık için ba-balık davasını açan ana, henüz velayet hakkı olmayan ve bu tasarının 298 nci 305 inci maddelerin ikinci fıkraları gereğince henüz velâyet kendisine verilmemiş bulunan anadır; zira velâ-yetin anaya verilebilmesi için 298 inci maddenin ikinci fıkrası ve tasarının 305 inci maddesi gereğince soydanlık davasının karara bağlanması veya dava açmak için belirli sürenin geçmiş olması gereklidir; bu sebeple ananın açtığı soydanlık davası, çocuk adına, kanunî temsilci sıfatıyla, yani velî olarak açılmış bir soydanlık davası olmayıp, ananın kendi adına ve yasanın kendisine tanıdığı yetki uyarınca açılmış bir davadır. Bu sebeple bu davanın reddi halinde kesin hüküm yalnız ana hakkında olacağından, çocuğun aynı konuda bir soydanlık davası açma-sında yasa bakımından bir engel ve sakınca görülmemiştir. Tersine, bunu kabul etmek yasa bakımından, yukarıda belirtildiği gibi adaletli bir çözüm yoludur.’:
«B. Soydanlık için babalık davası.
I. Davacı ve davalı.
Madde 295 - Soydanlık için babalık davası evlilik dışı çocuğun anası tarafından açılabilir.
Çocuk da aynı hakka sahiptir; ananın evvelce açmış oldu-ğu dava, çocuğun dava hakkını ortadan kaldırmaz.
Dava, babaya veya mirasçılarına karşı açılır.»