Mirasçılık belgesi verilmesi hususunun TMK'nun 598. maddesinde düzenlendiği, mirasçılık belgesinin, aksi ispat edilinceye kadar adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturacağı, bu belgenin; muris mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahip olduğu bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK'nın 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının)'da gösterilmesi gerektiği bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; “H.. K..'nun Buldan Sulh hukuk mahkemesinin 24/05/2010 tarih ve 2010/52 Esas, 158 sayılı Kararı ile m.... G... K...'nun mirasını kayıtsız şartsız olarak reddetmesi nedeniyle mirasın paylaşılması sırasında bu hususun göz önüne alınmasına” şeklindeki kabulün hatalı olduğu-
Davanın, TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkin olduğu, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, mirası reddedilmiş sayılacağı (TMK m. 605/2)- Mirasçıların TMK'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebileceği, TMK'nun 606. maddesinde belirtilen sürenin bu davada uygulanmayacağı- Davanın alacaklılara husumet yöneltilerek görüleceği, bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesi olduğu- Dava dilekçesi içeriğine göre davanın, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczinin tespiti isteğine ilişkin olduğu (TMK m. 605/2 )- Gerek 743 sayılı Medeni Kanun'da, gerekse 4721 sayılı TMK'nda bu tür uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesi'nin görevli olduğu konusunda bir düzenleme bulunmadığı- 23.12.1942 günlü ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'na göre, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkemenin borç miktarına göre belirleneceği, ancak, davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ise asliye hukuk ve sulh hukuk mahkemesi'nin görevli olup olmadığını tayin ve tespitte dava konusunun değeri ve miktarı ölçüsünü kaldırmış, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğunun hükme bağlandığı (HMK m./1)- Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılacak terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağı-
Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayanan mirasın reddi istemi süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir öneminin bulunmadığı; Murisin ödemeden aczinin ölüm tarihine göre belirleneceği; Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı tekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturacağı; Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu göstereceği; (TMK m. 605/2)Mirasın hükmen reddine ilişkin davalarda esas hakkında bir karar verilebilmesi için mirasın açıldığı tarihte terekenin borca batık olup olmadığının tespiti gerekeceği -
Vekilin mirası reddedebilmesi için vekaletnamesinde özel olarak mirası ret yetkisi bulunması gerektiği-
Davacıların, TMK'nın 605/1 maddesi uyarınca mirasın gerçek reddine karar verilmesini talep ettiği- Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanının, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğuracağı- Bu nedenle mirasın, kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacıların ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı-
TMK'nın 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemi-
Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılacağı; (TMK m. 605/2) mirasçıların TMK'nın 610. maddesinde yazılı haller bulunmadıkça yani mirası zımnen kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilecekleri; TMK'nın 606. maddesinde belirtilen sürenin bu davada uygulanmayacağı; davanın alacaklılara husumet yöneltilerek görüleceği; bu davada yetkili mahkemenin ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgah mahkemesi olduğu -
Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği, ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılacağı- Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği- İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğunun kabul edileceği, aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği- Murisin ölümü anında terekenin borca batık olduğunun tespiti isteği bir eda davası niteliğinde olmayıp, mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek kalmaksızın, kanundan dolayı mirasın reddedilmiş sayılması sonucunu doğuran "mirasçılar, mirabırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereği kazanırlar" yönündeki (TMK. m. 599/1) yasal kuralın istisnasını oluşturan bir hukuki durumun saptanmasına yönelik dava türü olduğu- Bu niteliği gereğince maktu harca tabidir ve kabul veya reddi halinde de maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Hasımsız olarak açılan mirasın reddi davasında; sulh hakiminin görevinin, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise TMK 609 uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmek olduğu-
Türk Medeni Kanununun 610. maddesine göre yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçının, mirası kayıtsız ve koşulsuz kazanacağı; . Ret süresi sona ermeden, mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, miraçının mirası reddedemeyeceği-