Mirasın gerçek reddi istemi-
Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği; ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, mirasın reddedilmiş sayılacağı; (TMK m. 605) murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirleneceği; ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturacağı; terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu göstereceği; (TMK m. 605/2) tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemeyeceği -
Davacılar vekilinin TMK'nın 605. maddesi ğereğince mirasın hükmen reddini talep ettiği, vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddi yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından bu yetkiyi içeren özel vekaletnamenin temin edilmesi gerektiği-
Dava, mirasın reddine ve mirası ret beyanının tesciline ilişkin davada TMK'nın 606 uyarınca miras üç ay içinde reddedilebileceği. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe murisin ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için murisin tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlayacağı
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkin olduğu- Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek değer artış payı ve artık değere katılma alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiğinin kabul edildiği- Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktarın, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılacağı- Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçıların, kişisel olarak (4721 s.lı TMK 599/2 m) ve müteselsilen (TMK 641 m) sorumlu olduğu- Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan A.. K..'ın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumlu olduğu- Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK'nun 499) alacaklı ve borçlu sıfatının davacı sağ eş de birleştiği- Davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçıların miras payları oranında sorumlu olduğu-
Yenimahalle Vergi Dairesi mükellefi olan muris G. S. K.'nın ölüm tarihinin 19.02.2008 olduğu, Davacılardan E. İ. B.'ın, Yenimahalle Vergi Dairesi Başkanlığına yaptığı başvuru üzerine murisin vergi borçlarının yapılandırıldığı, buna istinaden ödeme yapılmadığında, bu durumun terekenin sahiplenildiği anlamına gelmeyeceği- Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği; Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılacağı- (TMK. m.605)
Davanın, TMK'nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin olduğu, bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmadığı- Murisin ödemeden aczinin ölüm tarihine göre belirleneceği- Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı tekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturacağı- Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu göstereceği(TMK m. 605/2)- Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nun 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine mâleden mirasçının, mirası reddedemeyeceği-
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği- İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edileceği aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği- Ayrıca, TMK’nın 605. maddesi gereğince mirasın reddini talep edilebilmesi için vekilin vekaletnamesinde mirasın reddi yetkisi bulunmasının gerekli olduğu-
Davanın, TMK'nın 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu, mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğuracağı- Böyle bir davada sulh hakiminin görevinin, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek; süre koşuluyla mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, TMK'nın 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibaret olduğu- Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacının ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde HMK'nın 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru görülmediği-
Mirasın hükmen reddi istemi-