Ölümden sonra hesaba yatırılan aylıklar terekeye dahil olmadığından, yani murisin borcu kabul edilemeyeceğinden mirasçıların halefiyet yoluyla müteselsilen sorumluluğundan söz edilemeyeceği- Davacıların, sağlığında murisle ilişkileri bulunmadığı ve ondan ayrı yaşadığı anlaşılmış olup, murise ait bankamatik kartının da davacılarda bulunduğu davalı tarafından inandırıcı delillerle ortaya konulamadığından icra takibinin iptali davasının kabulü gerektiği- Sadece mirasçılık sıfatına dayanılarak davacıların çekilen yaşlılık aylıklarından sorumlu tutulamayacağı-
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu göstereceği; (TMK m. 605/2) ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemeyeceği - Dava konusu borcun, murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı olduğu limited şirketin vergi borcu olduğu anlaşıldığından; 6183 sayılı Kanu' nun değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olduklarından bu Kanun gereğince takibe tabi tutulacakları - açıklanan kanun hükümleri gereğince, murisin ortağı olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan sermaye hissesi oranında şahsi sorumluğunun söz konusu olduğu; bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, değil ise murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekeceği -
Mirasın gerçek reddine ilişkin davalarda görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu- Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen nazara alınacağı-
Murisin ölümü ile terekenin, bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçeceği, murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahil olduğu - Murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluluğunun söz konusu olduğu; bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin, "ortağı" ve "yasal temsilcisi" olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, değil ise murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekeceği -
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği; icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edileceği; aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekeceği -
Mirasın gerçek reddi-
TMK'nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca vekilin vekaletnamesinde mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletnamenin olması gerekeceği -
Murisin ödemeden acz içinde bulunması veya terekenin borca batık olması halinde mirasçıların süreye bağlı olmaksızın mirası reddedebilecekleri; ancak, mirasçıların olağan yönetimi aşan işleri yapmaları, tereke mallarını gizleyerek tasarrufta bulunmaları halinde mirasın reddi haklarını kaybedecekleri-
Terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK'nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddine ilişkin davada; ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılacağı; (TMK. md. 605/2) mirasçıların, TMK'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zimnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilecekleri; TüMK'nun 606. maddesinde belirtilen sürenin bu davada uygulanmayacağı; davanın alacaklılara husumet yöneltilerek görüleceği; bu davada yetkili mahkemenin alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesi olduğu - Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra açılacak terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu -
Davanın terekenin borca batık olması sebebiyle mirasın hükmen reddi talebine ilişkin olduğu; TMK 605/2'ye dayanan taleplerin süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmadığı- Murisin ödemeden aczinin ölüm tarihine göre belirleneceği; Terekenin pasifinin aktifinden fazla olmasının; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu göstereceği; (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nın 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine mal eden mirasçının, mirası reddedemeyeceği-