Dava dilekçesindeki nitelendirmeye göre talep, müdahalenin önlenmesi olduğuna ve dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığına göre, iddia ve karşı savunmanın değerlendirilmesinin Asliye Hukuk Mahkemesince yapılması gerekeceği, bu durumda 6100 sayılı H.M.K.nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, mahkemece görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekeceği-
Davalı kooperatifin üyeliğine bağlı olarak tahsis edilen dairenin tapu kaydının iptali ve tescili, mümkün olmazsa tazminatın tahsiline ilişkin davada, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK'nın 14/2. maddesi uyarınca, kooperatif ile üyeleri arasındaki davaların kooperatifin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği, bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re'sen dikkate alınması gerekeceği, TMK'nın 51. maddesine göre hükmi şahsın yerleşim yerinin, anasözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça işlerinin yöneltildiği yer olduğu-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle tahliye istemlerine ilişkin davada; kira sözleşmesinin tarafı B.O. olup A.K.'nın, B.O. adına hareket ederek temsil yetkisine göre sözleşmeyi imzaladığı; buna göre kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın da temsil edilen B.O. yönünden hukuki sonuç doğuracağı; B.O. adına hareket ettiği anlaşılan A.K.’ın şahsen icra takibi başlatarak itirazın iptali davasını açmış olmasında aktif husumet ehliyeti bulunmadığı; bu durumda mahkemece davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Artık değere katılma alacağı isteğine ilişkin açılan davada, TMK. mad. 241, HMK. mad. 11/1-b, HMK. mad. 114/ç. m dikkate alındığında, eşin ölümüyle mal rejimi sona ermiş, davanın sağ eş tarafından diğer mirasçılar aleyhine açıldığı, dosya içeriğine ve aksi kanıtlanamayan adres kayıt sistemine göre, ölen eşin son yerleşim yeri Mudanya ilçesi olduğundan somut dava yetkili ve görevli mahkemede açıldığına göre, taraf delilleri toplanarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Değeri 2.200,00 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, 3.300,00 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 2.200,00 TL ile 3.300,00 TL arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvurulması gerekiği-
Kesin hüküm; ancak, konusunu teşkil eden iddia hakkında geçerli olabileceğinden, bu nitelikteki bir hüküm nedeniyle yeniden söz konusu edilemeyecek olanın, hüküm fıkrasında karara bağlanan husus olduğu- Hüküm olmayan yerde kesinlik de olamayacağından, olumlu veya olumsuz olarak karara bağlanmamış olan bir iddianın her zaman yeni bir davaya konu yapılabileceği-
İhalenin feshini isteyen avukatın vekaletnameye sahip olmamasından mütevelli şikayetçiyi temsil yetkili olmamasının maddi hata oluşturacağı-
Taraflar arasında ücretin miktarı ve ücretin eki niteliğindeki ikramiyenin varlığı ihtilaflı olduğundan belirli alacaktan söz edilemeyeceği-
İİK. mad. 150/ı gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olmakla alacak miktarına yönelik iddiaların icra mahkemesinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, ancak; İİK. mad. 149/a (33/1-2) gereğince, itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı, ayrıca işleyecek faiz oranının şikayet konusu yapabileceği- Borçlu tarafından, alacaklının aynı ipotek senedi ve hesap kat ihtarnamelerine dayalı olarak daha önceden mükerrer takip yapıldığı ileri sürüldüğünden, HMK. mad. 114/1/ı uyarınca, mükerrer takip bulunması dava şartı (icra hukukunda takip şartı) olduğuna göre, mahkemece, borçlunun mükerrerlik itirazının incelenmesi gerektiği- İtiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı, ayrıca işleyecek faiz oranı ve mükerrer takip yapıldığına dair şikayetler incelenerek gerektiğinde biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin tümüyle reddinin ve borçlunun, Bakanlar Kurulu kararı ile kuraklık sebebiyle borçların ödenmesinin ertelendiği ve bu nedenle faiz istenilemeyeceği itirazının somut olayda uygulama yeri bulunup bulunmadığının irdelenmemesinin isabetsiz olduğu-
Dava tarihi itibariyle eda davası açılması mümkün bulunan hallerde tespit davası açılmasında güncel hukuki yararın bulunmadığından hukuki yarar yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-