Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece hüküm kurmaya elverişli olmayan kusur bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin yerinde olmadığı; özellikle aynı kaza nedeniyle davacı Sigorta AŞ ve davalı arasında derdest olan dosyada alınan tüm kusur rapor suretleri dosya için alınarak, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, önceki kusur raporları ve tüm dosyadaki delillerin değerlendirildiği, gerekçeli denetime elverişli kusur rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı kurumun davaya cevabında, dava konusu binaya ilişkin söz konusu belgeler olmadığından abonelik sözleşmesinin yapılmayacağını savunması dikkate alındığında, davacının davalı kuruma yazılı olarak başvuru bulunmuş olsa dahi talebinin reddedileceği, o halde, davacının hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda olduğu, bu nedenle hukukî yararının bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmaza ilişkin olarak açılan ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmaz üzerindeki muhdesatların aidiyeti konusunda taraflar arasında uyuşmazlık çıkması nedeniyle eldeki dava açıldığı anlaşıldığına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sürdüğü ve davacı şirketin muhdesat tespiti isteğine ilişkin davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Kiralayan tarafından kiracı aleyhine açılan ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; davalı tarafça mevcut sözleşmenin feshedildiğine ilişkin feshi ihbarda bulunulduğuna dair bir belgenin olmadığı; kira sözleşmesinin halen ayakta olup, tarafları bağladığı; mahkemece, İSU Genel Müdürlüğü tarafından Büyükşehir Belediyesi sınırları dahilindeki kaynak sularının kiralama yetkisinin Kocaeli Büyükşehir Belediyesine ait olduğunun bildirildiği gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de,kira sözleşmesi düzenleyen kiralayan olan kişinin malik olmasının şart olmadığı; başka bir anlatımla malik olmayan kişinin de kiralayan olabileceği-
Şikayete konu haciz müzekkeresi ile haczi istenen şikayetçi şirket dışındaki borçluların hisseleri olup, bu haciz müzekkeresi, şikayetçi borçlu aleyhine bir sonuç doğurmadığından ve şikayetçinin hukukunu etkilemediğinden şikayetçinin şikayette hukuki yararının olmadığı-
Kiralayan tarafından kiracı aleyhine ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; takip konusu aylar kiralarının vadeleri TBK'nun 314. maddesi dikkate alınarak belirlenip, bu tarih esas alınarak işlemiş faize hükmedilmesi gerektiği-
Husumetin doğru tarafa yöneltilmesi için davacıya mehil verilerek, İçişleri Bakanlığına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip davaya iştiraki sağlanarak, bu davalının göstereceği deliller de gözetilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İcra mahkemesi kararlarının -maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeseler de- kendi aralarında kesin hüküm oluşturduklarının kabul edildiği- Her iki icra mahkemesinde dosyasındaki taleplerin farklı olduğu anlaşıldığından, önceki icra mahkemesinin ihalenin feshine ilişkin vermiş olduğu kararın sonraki şikayet dosyası için kesin hüküm teşkil etmeyeceği-
Meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde; ispat külfeti borçluya ait olup, ispatın ise mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile mümkün olduğu-