İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarından biri olup davaya konu icra takibinde davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, davacı vekilinin de davalının icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının zımnen kabul edildiğini bildirdiği anlaşılmakla, tarafların yetkili kabul ettikleri icra dairesinde yapılış bir icra takibi bulunmadığından, dava koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle eldeki itirazın iptali davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İki ayrı dava bakımından ilk dava neticesinde verilen kesinleşmiş kararla ikinci davanın konusunun, taraflarının ve dava sebebinin aynı olması durumunda ilk dava sonucu verilen kararın ikinci dava yönünden kesin hüküm oluşturacağı ve bu nedenle ikinci davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Kesin hükmün kamu düzenine ilişkin olup talep bulunmasa da yargılamanın her safhasında mahkemece re'sen nazara alınması gerekli olumsuz dava şartlarından olduğunun gözetilmesi gerektiği-
Davanın eser sözleşmesi uyarınca zararın tazmini istemiyle açıldığı,HMK mad.114 uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi HMK mad.27 de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturduğu-Olayda, tarafların her ikisinin de ticaret şirketi olup tacir olduğu, uyuşmazlığında ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklandığı için davaya bakmak, ticaret mahkemelerinin görevi olduğu, mahkemece dava dilekçesi tebliğ edilip usul işlemleri tamamlanarak uyuşmazlığın esastan incelenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bilirkişi ücretinin delil avansı niteliğinde olduğu- Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmamasının davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmeyeceği- Belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmayan tarafın dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılacağı- Taraflara bozma sonrası duruşma gününü bildirir tebligat yapılmadığından kesin süreye ilişkin ara kararın usul ve yasaya uygun kabul edilemeyeceği-
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün yasal olarak görevi olmasına rağmen ölüm olayını kendilerine bildirmemesi nedeniyle kurumlarının zarara uğradığından bahisle Sosyal Güvenlik Kurumunun açtığı hizmet kusuruna dayalı davanın ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerektiği- 3533 sayılı Kanunun adli yargının görev alanına giren uyuşmazlıklardan uygulanabileceği-
Mahkemece, davalı icra takibinden sonra fakat, davadan önce borcun bir kısmını ödemiş, bir kısmını ödememiş ise, haricen yaptığı kısmi ödemeler icra dosyasına intikal etmemiş olsa dahi mahkemece nazara alınması ve dava tarihine kadar ödenen kısma ilişkin hukuki yarara yönelik dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın bu kısmının usulden reddine karar verilmesi, dava tarihine kadar ödenmeyen kısım yönünden davanın kabulüne, takip ile dava tarihi arasında hiç ödeme yapılmamışsa, ödenmeyen borç kadar davanın kabulüne, davadan sonra kısmi ödeme yapılmış ise icra aşamasında nazara alınmasına, tamamının davadan sonra ödenmesi halinde davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekirken, takip tarihi itibariyle belirlendiği anlaşılan tutar üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
 Adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından, aktif ve pasif dava ehliyetinin  bulunmadığı- Ortakların, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumlu olacakları- Mahkemece; itirazın kaldırılması isteminin pasif husumet yokluğu nedeni ile reddinin gerektiği-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemini inceleme görevinin İİK'nun 142/I uyarınca Asliye Hukuk mahkemesine ait olduğu; itirazın sadece sıraya ilişkin olması halinde İcra mahkemesinin görevli olduğu-
Gider avansının yatırılmış olmasının dava şartları arasında olduğu, mahkemece bu koşulun mevcut olup olmadığının kendiliğinden araştırılacağı, şartın noksanlığı tespit edilir ise davanın usulden reddine karar verileceği, harç ve avansların Bakanlıkça saptanacağı ve dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı, avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya iki haftalık kesin süre verileceği, 30.09.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği belirtilen Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi'nin 4. maddesi uyarınca, gider avansının; tebligat, bilirkişi ücreti ve diğer iş ve işlemler için dava açılırken alınması gereken bir tutar olduğu, dava şartı olmayan ve HMK'nın 324. maddesinde düzenlenen, taraflardan birinin, ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ve verilen kesin süre içinde yatırılmak zorunda olunan (delil ikamesi için) avansa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, diğer tarafın bu avansı yatırabileceği, aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı- Davanın HMK'nın yürürlüğünden önce açılmış olması, dilekçelerin teati aşaması tamamlanarak, tahkikat aşamasına gelinmiş olması karşısında bu aşamada masrafa gerek olması halinde HMK'nın 324. maddesi uyarınca sonuca gidilmesi gerektiği nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı- Mahkeme karar başlığında dava tarihinin yanlış yazılması ve davacının öldüğü anlaşılmakla mirasçılarının isimleri yerine murisin isminin yazılmasının da doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki akdin feshedilmediği ve geçerli olduğu gerekçeleriyle verilen ret kararı, esasa ilişkin nihai karar olup, buna göre yargılama sırasında kendini vekille temsil ettiren davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmına göre hesaplanacak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-