Davalının sorumluluğundaki yolun asfaltının bozuk olması ve uyarıcı işaret olmaması nedeniyle tek taraflı kazada sigortalılarına ödenen bedelin tahsiline ilişkin davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu-
Verilen kararın mahiyeti itibariyle görevsizlik kararı olduğu kabul edildiğine göre, mahkemece, HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine, HMK'nın 331/2. maddesi uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına karar verilmesi gerektiği-
Her iki meskeniyet şikayetinin konusu farklı tarihlerde yapılan hacizler olduğundan şikayetin derdestlik nedeniyle reddinin isabetsiz olduğu; icra mahkemesince, öncelikle şikayeti inceleme yetkisi olup olmadığı tartışılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Haciz konulan bir malın satış tutarının, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin edeceği, alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle bilirkişiye hesaplatılması, satış tarihi itibariyle kesin alacak miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenlenmesini teminen şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği, satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışların, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamayacağı- Sıra cetvelinde yer alan alacaklının alacağının zamanaşımına uğradığı ya da icra takibinin zamanaşımına uğradığı iddiasını ileri sürerek, cetvelde davalıya pay ayrılmaması gerektiğine yönelik itirazları ancak borçlunun ileri sürebileceği, üçüncü kişi konumundaki şikayetçinin bu itirazları ileri süremeyeceğinin gözetilmesi gerekeceği-
Kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümleneceği- İşyeri sigorta sözleşmesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, ödediği bedelin rücuen tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceği-
Adi ortaklık şeklinde eser yapımı üstlenilen akitlerde davanın adi ortaklığı oluşturan tüm gerçek ya da tüzel kişiler tarafından açılması ya da dava açmayan ortağın akitten doğan haklarını dava açan ortağa temlik etmesi veyahut da açılan davaya muvafakatinin sağlanması gerektiği-
Trafik kazasında meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkin talebin, aracın işleten ve sürücüsü olan davalılar K.T.K ve T.B.K hükümlerine göre trafik sigortası arasında müteselsil sorumluluk bulunup, usul ekonomisi, arada bağlantı bulunması ve davanın daha iyi bir şekilde görülüp sonuçlandırılması bakımından  Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Davalı; dava konusu taşınmazı encümen kararı ile davalı belediyeden alan şahsın dava dışı kişi olduğunu, davacının ise söz konusu taşınmaz ili ilgili davalı belediyeye ödeme yapmadığı gibi herhangi bir hukuku ilişkide de bulunmadığını, bu nedenle davacının davalı belediyeye husumet yöneltmesinin mümkün bulunmadığını belirterek husumet itirazında bulunduğundan, mahkemece; öncelikle, davalının husumete yönelik itirazı değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Davalı idarenin gerekli işaretlemeyi yapmadığından kusurlu olduğu belirtilerek kazadan kaynaklı açılan tazminat davasının çözümünde idari yargının görevli olduğu-
Derdestlik ilk itirazında bulunulduğu tarih itibariyle HUMK hükümleri yürürlükte olduğundan, tamamlanmış işlem söz konusu olup, HMK'nın 448. maddesi uyarınca, bu kanun (HMK) hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı- Mahkemece, süresinde derdestlik ilk itirazında bulunmamış olan davalı kooperatif ile anılan dosyada taraf sıfatı bulunmayan davalı dışındaki diğer davalılar yönünden derdestlik nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddinin hatalı olduğu- Dava konusu edilen dairenin dosyada bulunan tapu kaydında davalı adına satış vaadi şerhi bulunduğundan, davacının kendi adına tahsis edilen dairenin tespiti ve bu dairenin tapusunun iptali ile adına tescili istemi yönünden bu davalının pasif husumetinin bulunduğu kabul edileceği-  Mahkemece, ticaret mahkemesi ilamını kesinleştirmek üzere davacı vekiline süre verilmesi, davacıya dairenin tahsis edildiğinin ancak kooperatifçe davacıya bu dairenin ya da başka bir dairenin verilemediğinin kabulü ile tazminata hükmedilmesine ilişkin bu ilam temyiz edilmeksizin bu şekliyle kesinleştiğinde, konut karşılığı tazminat almaya hak kazanmış olan davacının, artık tapu iptal ve tescil ve tazminat isteyemeyeceğinin gözetilmesi, hükmün bozulması halinde, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-