Kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümleneceği- İşyeri sigorta sözleşmesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, ödediği bedelin rücuen tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceği-
Adi ortaklık şeklinde eser yapımı üstlenilen akitlerde davanın adi ortaklığı oluşturan tüm gerçek ya da tüzel kişiler tarafından açılması ya da dava açmayan ortağın akitten doğan haklarını dava açan ortağa temlik etmesi veyahut da açılan davaya muvafakatinin sağlanması gerektiği-
Trafik kazasında meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkin talebin, aracın işleten ve sürücüsü olan davalılar K.T.K ve T.B.K hükümlerine göre trafik sigortası arasında müteselsil sorumluluk bulunup, usul ekonomisi, arada bağlantı bulunması ve davanın daha iyi bir şekilde görülüp sonuçlandırılması bakımından  Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Davalı; dava konusu taşınmazı encümen kararı ile davalı belediyeden alan şahsın dava dışı kişi olduğunu, davacının ise söz konusu taşınmaz ili ilgili davalı belediyeye ödeme yapmadığı gibi herhangi bir hukuku ilişkide de bulunmadığını, bu nedenle davacının davalı belediyeye husumet yöneltmesinin mümkün bulunmadığını belirterek husumet itirazında bulunduğundan, mahkemece; öncelikle, davalının husumete yönelik itirazı değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Davalı idarenin gerekli işaretlemeyi yapmadığından kusurlu olduğu belirtilerek kazadan kaynaklı açılan tazminat davasının çözümünde idari yargının görevli olduğu-
Derdestlik ilk itirazında bulunulduğu tarih itibariyle HUMK hükümleri yürürlükte olduğundan, tamamlanmış işlem söz konusu olup, HMK'nın 448. maddesi uyarınca, bu kanun (HMK) hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı- Mahkemece, süresinde derdestlik ilk itirazında bulunmamış olan davalı kooperatif ile anılan dosyada taraf sıfatı bulunmayan davalı dışındaki diğer davalılar yönünden derdestlik nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddinin hatalı olduğu- Dava konusu edilen dairenin dosyada bulunan tapu kaydında davalı adına satış vaadi şerhi bulunduğundan, davacının kendi adına tahsis edilen dairenin tespiti ve bu dairenin tapusunun iptali ile adına tescili istemi yönünden bu davalının pasif husumetinin bulunduğu kabul edileceği-  Mahkemece, ticaret mahkemesi ilamını kesinleştirmek üzere davacı vekiline süre verilmesi, davacıya dairenin tahsis edildiğinin ancak kooperatifçe davacıya bu dairenin ya da başka bir dairenin verilemediğinin kabulü ile tazminata hükmedilmesine ilişkin bu ilam temyiz edilmeksizin bu şekliyle kesinleştiğinde, konut karşılığı tazminat almaya hak kazanmış olan davacının, artık tapu iptal ve tescil ve tazminat isteyemeyeceğinin gözetilmesi, hükmün bozulması halinde, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Adli yardım talebinin kabulü halinde dava sırasında yapılması gereken giderler sonradan haksız çıkandan tahsil edilmek üzere Devlet tarafından karşılanacağı- Adli yardım talebi mahkemece yerinde görülmezse, bu durumda HMK.'nun ilgili maddeleri uyarınca, gider avansı hakkında karar verilmesi gerektiği- Mahkemece süresinde avans yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmişse de, sürenin hakim tarafından belirleneceği hallerde makul bir sürenin verilmesi, verilen sürenin kesin olup olmadığının belirtilmesi ve yapılması istenen yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sonuçlarının ne olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde ilgili tarafa bildirilmesi gerektiğinden, ve mahkemece verilen ihtarda yatırılması istenilen giderin ne için istenildiği, hangi kalem için ne kadar gider gerektiği hususları net olarak belirtilmemiş olduğundan, davacı vekiline usulüne uygun ihtar yapılarak kanun hükmüne göre işlem yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 
İİK. mad. 277 vd. (ya da BK. 18) uyarınca açılan tasarrufun iptali davaları "ticari davalardan olmadığı"ndan ve bu davaların asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği-
Davalı idarenin %75 oranından bulunan hizmet kusuru nedeni ile çift taraflı kaza sonucu yaralanan davacılar için davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davada mahkemece, davanın esasına girilip karar verilmiş ise de, Karayolları Genel Müdürlüğü kamu tüzel kişisi olup, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı- Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olduğundan, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İYUK. mad. 2 uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği-