Davalı borçlu tarafından usulüne uygun, süresi içinde yapılmış bir itiraz bulunmadığından icra takibinin durdurulmadığı ve bu durumda davacının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararının olmadığı-
Davalı PTT A.Ş.’nin özel hukuk tüzel kişisi olduğu ve eldeki davanın adli yargıda görülmesi gerektiği hususları gözetilmeden, anılan davalı bakımından yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Kesilen emekli aylıklarının yeniden bağlanması gerektiğinin ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki hukuki ilişki, çekişmenin niteliği ve dayanılan hukuki sebep dikkate alındığında, uyuşmazlığın temel çözümünde 506, 1479, 4857, 5510 sayılı Kanunların uygulama yeri olmadığından adli yargı ve giderek sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemelerinin görevi bulunmamakta, bu tür davaların idari yargının görev alanı içerisine girdiği-
Davalı Sulama Birliği tarafından davacılar adına borç tahakkuk ettirilerek borcun davacıların şeker fabrikasındaki alacaklarından mahsup edilmesinin, kamu tüzel kişiliğine sahip olan davalı tarafından kamu gücüne dayanarak re'sen ve tek yanlı olarak oluşturulan bir idari işlem niteliğinde olduğu, bu işlemin iptali ya da bu işlemden doğan zararın giderilmesi istemlerine ilişkin davaların 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekeceği, yargı yolunun HMK'nın 114/1-b ve 115. maddelerine göre dava şartı niteliğinde olup taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re'sen (kendiliğinden) gözönünde tutulması gerekeceği-
Yanlışlıkla veya bile bile çocuğun anası olarak, doğuran kadın yerine başka bir kadının gösterilmesi ve onu doğurmayan kadının üzerine tescil edilmesi durumunda dahi , bu kişiyle çocuk arasında bir soybağı ilişkisinin kurulmuş olmayacağı, bu tür bir durumda nüfus kütüğündeki ana ismine ilişkin kaydın düzeltilmesinin istenebileceği, ancak bu davanın soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin tashihine ilişkin bir dava olacağı ve bu davaların Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Davalı yüklenici tacir olup, davacının murisinin de aralarında bulunduğu arsa sahiplerinin tacir olmadığı, buna göre davanın "nispi ticari dava" olmadığı (TTK. mad. 4/1), TBK.'nun 470. vd. maddelerine atıf yapılmadığından, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali istemine ilişkin davanın "mutlak ticari dava" niteliğinin de bulunmadığı, buna göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu- Tüketici mahkemesince göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Tapu malikinin kiralanana ait kira bedellerini istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, ne var ki, dosya içerisinde davacının malik olduğunu gösterir tapu kayıtlarının olmadığı, bu durumda mahkemece kiralanana ait tapu kayıtlarının getirtilip, davacının malik olduğunun saptanması halinde davalı kiracının isteme konu dönemde kira bedellerini dava dışı kiraya verene ödeyip ödemediği ve diğer savunmaları üzerinde durularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, öncelikle davacı ile ilgili tüm bordrolar, ücret ve mali haklarına ilişkin işverence alınan tüm işletmesel kararların getirtilmesi, davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3. maddesinde öngörülen ek ödeme kapsamındaki unvan, kadro ve pozisyonunda çalışıp çalışmadığının ve bu bağlamda ek ödemeden yararlanacak personel statüsünde olup olmadığının belirlenmesi; kapsam dışı nakle tabi olarak çalıştığı dönemde ise 406 sayılı Kanun'un Ek. 29 ve sözleşmenin 7. maddeleri uyarınca aynı statüde kamuda çalışan ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II. cetveline tabi çalışanlara uygulanan artışlardan yararlandırılıp yararlandırılmadığı tespit edilerek, bunlara bağlı olarak hak kazanmasına rağmen ödenmeyen bir alacağının bulunup bulunmadığı ve memurlara yapılmış olan ve davacının yararlanması gereken artışlara göre nakil ilmuhaberinin eksik düzenlenip düzenlenmediği konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Tapu maliki O. oğlu Abdi'nin mirasçılarının açtığı verasetin iptali davasının sonucu beklenerek, tespit edilecek mirasçılar davaya dahil edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra bu pay yönünden yargılamaya devam edilmesi gerektiği ve bu nedenle de mevcut veraset ilamına göre mirasçı E.. İ.. ve arkadaşları vekili ile veraset ilamının iptali davası açan A.. G.. ve arkadaşları vekillerinin kararı temyiz hakları olduğu ve bunlar yönünden temyiz incelemesi yapılarak hükmün bozulması gerektiği-
Sıra cetvelinde rüçhanlı olarak yazılacak vekalet ücretinin tespiti gerektiğinden uyuşmazlığın genel mahkemede çözülmesi gerektiği (İİK. mad. 142/1), icra mahkemesine yapılan başvurunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği (HMK. mad. 114/1, 115/2)-
