Kira bedellerinin tahsili istemine ilişkin HMK' nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyelerin, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi oldukları, kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceği-
Dava hizmet kusurundan kaynaklandığından, davanın idari yargı yolundaki görevli ve yetkili mahkemede görülmesi gerekeceği-
Tensip zaptında davanın alacak davası olarak yürütülmesine karar verilmiş olup, ön inceleme tutanağında davanın kambiyo senedi alacağından kaynaklı alacak davası olduğu tespit edilip, ara kararında da dava alacak davası olarak nitelendirilmiş ve yargılamaya devam edilmiş olduğuna ve davacının talebine göre, davanın alacak davası olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken, davanın tespit davası olduğu ve eda davası açmak mümkün iken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Navlun alacağının tahsili amacıyla açılan itirazın iptali davasında görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceği, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınmasının zorunlu olduğu-
5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce, iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edeceğinden bunlara ilişkin ihtilaflarda idari yargının görevli olmaya devam edeceği- 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, emekli kamu personeli olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği, 5510 sayılı bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği- Uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girmesi halinde, HMK. mad. 114/1-b uyarınca, dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle üstlenilip sonradan tadil sözleşmesiyle yapımından vazgeçilen Blok inşaatı ile ilgili fazlaya ilişkin saklı tutulan bedelin tahsili istemine ilişkindir davanın TTK. mad. 4/1 uyarınca her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) olmadığı; 4/1-c bendinde TBK'nın 470 v.d. madde hükümlerine atıf yapılmaması nedeniyle "mutlak ticari dava" da olmadığı, asliye hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Davalı borçlu şirketin, davacıya ait olan dişi keçilerin tüm bakım, sigortalama, aşılama vb. gibi masrafları kendi üzerine olmak üzere, bahsi geçen keçilerden elde edilecek sütler için davacıya sözleşmede belirtilen şartlar altında ödemede bulunma yükümlülüğü altına girdiği, yine sözleşme uyarınca bu işlemler karşılığında keçilerin yavrularının davalının olacağı anlaşıldığından ve kiralananın hasılat kirası hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla taraflar arasındaki ilişkinin hasılat kirası sözleşmesi kapsamında değerlendirilecek olmasına göre, sulh hukuk mahkemesince uyuşmazlığın esasına girilip sonuçlandırılması gerektiği-
Tevzi öncesi ve sonrası dava konusu ağaçların hangi taşınmazın veya taşınmazların sınırları içinde kaldığı ve sebepsiz zenginleşenin kim olduğu tam olarak tespit edilmediğinden, öncelikle, bu durum tespit edilip, husumet durumunun çözümlenmesi gerekeceği, davanın doğru hasıma yöneltildiğinin anlaşılmasından sonra da, davalının zamanaşımı def'i üzerinde inceleme yapılması gerekeceği-
