Meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde; ispat külfeti borçluya ait olup, ispatın ise mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile mümkün olduğu-
İcra mahkemesi kararlarının -maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeseler de- kendi aralarında kesin hüküm oluşturduklarının kabul edildiği- Her iki icra mahkemesinde dosyasındaki taleplerin farklı olduğu anlaşıldığından, önceki icra mahkemesinin ihalenin feshine ilişkin vermiş olduğu kararın sonraki şikayet dosyası için kesin hüküm teşkil etmeyeceği-
Tebliğ belgelerinde yetkili kişinin tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğuna ilişkin tespite yer verilmediği görüldüğünden, tebligatın geçersiz olduğu ve bu durumda şikayet dilekçesinde açıklanan öğrenme tarihine göre şikayetin İİK. mad. 142/1 uyarınca 7 günlük hak düşürücü süre içinde yapıldığı- Mahkemece, garameten paylaştırma ve ayrılan miktarların şikayetçi yönünden kesinleştiği, şikayetçinin aynı taşınmazın satış bedeli ile ilgili düzenlenen sıra cetveline itirazda hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi kuruma tebliğe çıkarılan sıra cetveli, evrak memuru imzasına tebliğ edilmişse de, tebliğ belgelerinde yetkili kişinin tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğuna ilişkin tespite yer verilmediği görüldüğünden, tebligatın usulsüz olduğu ve bu durumda şikayetçi vekilince de şikayet dilekçesinde açıklandığı öğrenme tarihi gözetildiğinde, şikayetin 7 günlük hak düşürücü süre içinde yapıldığının kabulü gerektiği- Şikayetçinin iptal edilen sıra cetveli ile ilgili olarak, 1. sıradaki haciz alacaklısı ile garameten paylaştırma nedeniyle ayrılan paylara herhangi bir şikayetinin bulunmadığından bu miktarların ve garameten paylaştırmanın şikayetçi yönünden kesinleştiği- Mahkemece, garameten paylaştırma ve ayrılan miktarların şikayetçi yönünden kesinleştiği, şikayetçinin aynı taşınmazın satış bedeli ile ilgili düzenlenen sıra cetveline itirazda hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalının yargılama aşamasında vefat ettiği anlaşıldığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına tebliğ edilerek, davalı sıfatıyla davayı takip etmeleri ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Mahkemece davaya bakmaya ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddesi hükümleri gereğince göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte bulunmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK. 7 ve 27 hükümlerine uygun olarak gerekçede "mahkememizin görevsiz olması nedeniyle" hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliği nedeniyle" ibarelerine yer verilmesi ve mahkemece yetki ile ilgili gerekçeye dayanılmamasına ve esasen yetki hususunun görevli mahkemece karara bağlanması gerekmesine rağmen, hüküm fıkrasının 1. bendinde "ve yetkili" ibaresine yer verilmesinin hatalı olduğu-
Yolda bulunan hafriyat toprak yığınından kaynaklanan kazada ödenen tazminatın tahsiline ilişkin davada davalıların hizmet kusuruna dayanıldığından, davaya bakmaya idari yargının görevli olduğu-
Tespit davalarının görülebilmesi için, güncel hukuki yararın bulunması (HMK. mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerektiği- Tespit davaları eda davalarının öncüsü olduğundan, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığının kabul edileceği- Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re'sen gözetileceği ve hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Hukuki yarar, dava koşulu olup mahkemenin, dava şartlarını re'sen incelemekle yükümlü olduğu- Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi gerektiği- İcra Müdürlüğü'nce, dosyanın gönderilmesine karar verildiği yer icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin, davalı-borçluya tebliği üzerine borca itiraz edildiği anlaşıldığından, mahkemece, davacının, davalı borçlunun önceki itirazın iptalini istemekte hukuki yararının kalmadığı gerekçesiyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddesi uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar Milli Eğitim Müdürlüğü'nün hükmi şahsiyeti bulunmadığından takip ve dava ehliyeti olmasa da, temyize konu itirazın iptali davasını Doğubayazıt Kaymakamlığı Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığına izafeten açmış olup, başlangıçtaki usuli eksikliğin iş bu davanın açılması aşamasında tamamlandığı, Milli Eğitim Bakanlığı'na izafeten açılan davada, davacı Milli Eğitim Bakanlığı'nın davaya muvafakat verdiği kabul edilmesi gerektiğinden, artık bu aşamada dava şartı yokluğundan bahsedilemeyeceği-