Hizmet kusuruna dayalı trafik kazasından kaynaklı olarak açılan davanın İdare Mahkemesinin görev alanında olduğu-
İdarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının belirlenmesinin idare hukuku kuralları esas alınarak 2577 sayılı İYUK 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davasında çözülmesinde idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu- Yol zemininde lokal olarak bulunan kaygan maddenin etkisiyle meydana gelen trafik kazasında vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilinin idari yargıda istenebileceği-
Kavşaktaki ışıklı sinyalizasyon sisteminin her iki lambadaki kırmızı renkli ışıkların yanmamasından kaynaklananan kazadaki hasarın tahsiline ilişkin hizmet kusuruna dayanan davanın idari yargı yerinde çözüleceği-
Davalı kurumun, dava konusu binaya ait belgelerin bulunmaması ve davacının başvuru yapmaması nedeniyle abonelik sözleşmesi yapmayacağına ilişkin savunması dikkate alındığında, davacının davalı kuruma yazılı olarak başvuru yapmış olsa dahi talebinin reddedileceği, O halde, davacının abonelik tesisi ile ilgili talebinin yerine getirilmesini istemesinde mahkeme kararına muhtaç konumda olduğunun, hukuki yararının bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplama hükme esas alınarak, rücu'en tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece "davacı tarafça İİK'nun 282. maddesine uygun şekilde taraf gösterilmemesi ve yargılama aşamasında tasarruf ve tasarruf tarafının da tespit edilememesi nedeniyle husumet yönü ile davanın HMK'nun 115/2 madde uyarınca usulden reddine" karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalının sorumluluğundaki yolun asfaltının bozuk olması ve uyarıcı işaret olmaması nedeniyle tek taraflı kazada sigortalılarına ödenen bedelin tahsiline ilişkin davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu-
Her iki meskeniyet şikayetinin konusu farklı tarihlerde yapılan hacizler olduğundan şikayetin derdestlik nedeniyle reddinin isabetsiz olduğu; icra mahkemesince, öncelikle şikayeti inceleme yetkisi olup olmadığı tartışılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Verilen kararın mahiyeti itibariyle görevsizlik kararı olduğu kabul edildiğine göre, mahkemece, HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine, HMK'nın 331/2. maddesi uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına karar verilmesi gerektiği-
Haciz konulan bir malın satış tutarının, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin edeceği, alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle bilirkişiye hesaplatılması, satış tarihi itibariyle kesin alacak miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenlenmesini teminen şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği, satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışların, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamayacağı- Sıra cetvelinde yer alan alacaklının alacağının zamanaşımına uğradığı ya da icra takibinin zamanaşımına uğradığı iddiasını ileri sürerek, cetvelde davalıya pay ayrılmaması gerektiğine yönelik itirazları ancak borçlunun ileri sürebileceği, üçüncü kişi konumundaki şikayetçinin bu itirazları ileri süremeyeceğinin gözetilmesi gerekeceği-