Tüzel kişilerin organlarının işledikleri haksız fiil aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ceza zamanaşımı süresinin tüzel kişi aleyhine açılan tazminat davasında da uygulanması gerektiği- Beyanlar nazara alındığında yazı içeriğinin görünür gerçeğe uygun olduğu, yazının içeriği itibarıyla çok sayıda süt üreticisini ilgilendiren bir konuda yazılması nedeniyle kamu yararının gerçekleştiği, yazıda kullanılan ifadeler ve yazılış şeklinin de eleştiri sınırlarını aşmadığı, davacının kişilik haklarının ihlal edilmediğinin kabulü gerekeceği-
Program içeriği ve konuşmalar bir bütün olarak dikkate alındığında, program sırasındaki söz ve hareketlerinin değerlendirildiği, değerlendirme esnasında kullanılan sözlerin hakaret niteliğinde olmadığı, konuşmalarda eleştiri sınırlarının aşılmadığı, bu nedenle, manevi tazminat isteminin reddinin gerektiği-
Davaya konu olayda,taraflar arasında husumet bulunması, davalının hayvanlarının çalınmış olması ve taraf sayısının fazla olması birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu -
Kamuoyuna mal olmuş, yüksek yargı başkanlığı yapan bir kişi hakkında yazılan bir kitaba itiyatlı yaklaşılmasının, en azından kitabın yayınlanmasından sonra davacının cevap hakkının kullanıp kullanmadığının beklenmesinin gazetecinin ödev ve sorumlulukları arasında kabul edilmesi gerektiği- Gazetecilik etiğine uygun bir biçimde davranmayan, doğru ve güvenilir bilgi vermek için iyi niyetli hareket etmeye yönelik ödev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen davalıların yaptığı yayının davacının kişilik hakkına saldırı teşkil ettiğinin kabul edilmesi gerekeceği-
Hastanede yanlış tedavi sonucu ölüm gerçekleşmesi halinde, manevi tazminat istemine ilişkin iddianın idari yargıda görülmesi gerektiği-
Davalının, babalarının ölümünü definden önce bizzat davacılara haber vermesi gerektiği hususunda örf ve adet anlamında bir yükümlülüğünün var olduğu, davalının bu davranışı sadece toplum içerisinde hoş karşılanmayacak bir davranış olup, manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını gerektirmediği-
Manevi tazminat davasında takdir edilecek tutarın, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği-
Davacının dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olup siyasetçi olduğu, siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır, hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiği fakat "Müslüman kanıyla abdest alan zangoç" sözünde; kamu yararının bulunmadığı, eleştiri sınırlarının aşılarak davacıyı toplum önünde küçük düşürmek için kaleme alındığı anlaşıldığından, davacının manevi tazminat isteminin kabulü gerektiği-
Davaya konu yayının, davacının uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı kapsamında gözaltına alınması üzerine emniyet birimlerinden elde edilen bilgilere göre ve haberin veriliş anındaki veriliş biçimine göre haber konusu yapıldığından, yayının hukuka aykırılığından ve davacının kişilik haklarını zedelediğinden söz edilemeyeceğinden, manevi tazminat isteminin koşulları oluşmadığından, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Avukatlık mesleğine başvuru üzerine, askı ilanı yapılması yasa hükmü gereği olduğu- Olgulara dayalı olarak değer yargılarında bulunulduğu; kullanılan ifade biçimi itibariyle düşünsel bağlılık korunduğu ve bu durumda, hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği-
