Davalının kaleme aldığı köşe yazısında anlatılan olayların gerçek ve güncel olduğu, davacının toplumda tanınmış bir kişi olması nedeni ile kendisi ile ilgili haberlerin toplumun ilgisini çektiği, davalının davacının davranışını kendi kişisel değer yargıları içinde eleştirdiği, davacının topluma mal olmuş bir kişi olarak kendisine yönelik sert ve ağır da olsa eleştirilere katlanması gerektiği-
Belediye tüzel kişiliğine bağlı olarak faaliyet gösteren Belediye organlarının eylem ve işlemlerinden dolayı açılacak davaların İdari Yargıda görülmesi gerektiği-
Spor kamuoyunun yakında tanıdığı bir kişi de olsa, eşi ile birlikte deniz kenarında çekilmiş fotoğrafının kamunun bilgisine sunulmasında korunması gereken bir basın özgürlüğü bulunmadığı söylenebilirse de mekansal yalıtılmış bir bölgede sürekli takibinin ve tacizin ürünü niteliğinde olmayan, kamuya açık bir ortamda, hileli yollarla elde edilmeyen davacı ile sevgilisinin birlikte çekiliş fotoğrafın yayınlanmasında basın özgürlüğünün korunması gerekip özel hayata saldırının varlığından söz edilemeyeceği-
Tüzel kişilerin organlarının işledikleri haksız fiil aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ceza zamanaşımı süresinin tüzel kişi aleyhine açılan tazminat davasında da uygulanması gerektiği- Beyanlar nazara alındığında yazı içeriğinin görünür gerçeğe uygun olduğu, yazının içeriği itibarıyla çok sayıda süt üreticisini ilgilendiren bir konuda yazılması nedeniyle kamu yararının gerçekleştiği, yazıda kullanılan ifadeler ve yazılış şeklinin de eleştiri sınırlarını aşmadığı, davacının kişilik haklarının ihlal edilmediğinin kabulü gerekeceği-
Program içeriği ve konuşmalar bir bütün olarak dikkate alındığında, program sırasındaki söz ve hareketlerinin değerlendirildiği, değerlendirme esnasında kullanılan sözlerin hakaret niteliğinde olmadığı, konuşmalarda eleştiri sınırlarının aşılmadığı, bu nedenle, manevi tazminat isteminin reddinin gerektiği-
Davaya konu olayda,taraflar arasında husumet bulunması, davalının hayvanlarının çalınmış olması ve taraf sayısının fazla olması birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu -
Kamuoyuna mal olmuş, yüksek yargı başkanlığı yapan bir kişi hakkında yazılan bir kitaba itiyatlı yaklaşılmasının, en azından kitabın yayınlanmasından sonra davacının cevap hakkının kullanıp kullanmadığının beklenmesinin gazetecinin ödev ve sorumlulukları arasında kabul edilmesi gerektiği- Gazetecilik etiğine uygun bir biçimde davranmayan, doğru ve güvenilir bilgi vermek için iyi niyetli hareket etmeye yönelik ödev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen davalıların yaptığı yayının davacının kişilik hakkına saldırı teşkil ettiğinin kabul edilmesi gerekeceği-
Hastanede yanlış tedavi sonucu ölüm gerçekleşmesi halinde, manevi tazminat istemine ilişkin iddianın idari yargıda görülmesi gerektiği-
Davalının, babalarının ölümünü definden önce bizzat davacılara haber vermesi gerektiği hususunda örf ve adet anlamında bir yükümlülüğünün var olduğu, davalının bu davranışı sadece toplum içerisinde hoş karşılanmayacak bir davranış olup, manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını gerektirmediği-
Manevi tazminat davasında takdir edilecek tutarın, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği-