Kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemine ilişkin davada, davacı ile davalının yakın akrabası arasında bir alacak verecek meselesi bulunduğu, davalı taraf davacının başlatmış olduğu icra takibinden dolayı duyduğu üzüntüyü ve aralarındaki uyuşmazlığı sitemli bir dille mesaja döktüğü,mesaj metni bütün olarak değerlendirildiğinde, kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir ifade bulunmadığından istemin tümden reddedilmesi gerektiği-
Malvarlığına yönelen bir eylemin dava tarihinde yürürlülükte bulunan TBK'nın 58.maddesi anlamında kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde olmadığı, somut olayda davalının eksik ve ayıplı imalatı nedeniyle davacı iş sahibinin ticari itibarının zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat istendiği, bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanan yapım işi olup, manevi tazminata konu edilen eylem malvarlığına yönelen bir nitelik arzettiğinden, davacı yararına manevi tazminat tayinin için gerekli yasal koşulların oluşmadığı-
Davaya konu tweet içerisinde kullanılan ve mahkemece tazminat verilmesine gerekçe sayılan ifadelerin eleştiri niteliğinde olduğu, davalının değer yargısını içerdiği, yazının bütünü değerlendirildiğinde kullanılan sözlerin, kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemeyeceği-
Davacının olay günü aralarında komedyen bir ünlünün de bulunduğu bir grup arkadaşı ile birlikte bir arkadaşlarının doğum günü partisi için toplandıkları, restaurant çıkışı davacı ile dava dışı şahsın fotoğrafları çekilerek davalı gazetede yayımlandığı ve ayrıca fotoğrafın altında “Komedyen ..., bir arkadaşının doğum günü partisi için ... Restaurant’taydı. Sonrasında ....’e geçen gruptan sarışın bir hanımla yakınlaştığı, hatta öpüştüğü iddia edilen ünlü, fotoğraf vermemek için çaba sarf etse de başarılı olamadı” ifadelerine yer verildiği bilinerek, davacının dava dışı ünlünün kuzeni olduğu anlaşıldığından davacı ile ünlü komedyenin eğlence mekânından birlikte ayrıldıkları sabit olsa da haberde iddia edildiği şekilde bir yakınlaşmanın bulunduğu davalı tarafından ispat da edilemediğinden davacının fotoğraflarının kullanılarak “komedyen ...’ın gruptan sarışın bir hanımla yakınlaştığı, hatta öpüştüğü iddia edilerek” şeklinde yayımlanan yazının gerçek dışı haber niteliğinde olduğu, hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiği; davacının kişilik haklarına haksız bir saldırı oluştuğundan manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3.maddesine göre, manevi tazminat davasının tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı dikkate alınarak, maktu vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu-
Davacının parti politikaları doğrultusunda çalışma yapmasının matufiyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli olmadığı, davalının ifadelerinin davacıya matuf olmadığının kabulü ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davanın reddine karar verileceği-
Davacının parti politikaları doğrultusunda çalışma yapmasının matufiyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli olmadığı, davalının ifadelerinin davacıya matuf olmadığının kabulü ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davanın reddine karar verileceği-
Dava konusu haberin güncel ve görünür gerçekliğe uygun olması, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kalması, olayın gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekecek şekilde aktarılması ve özle biçim arasındaki dengenin bozulmaması halinde, davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığından bahisle basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Yazının gerçek ve güncel bir konuya ilişkin olup, görünür gerçeğe uygun olduğu, yayımlanmasında kamu yararı bulunduğu, kişilik haklarına saldırı oluşturulabilecek bir yoruma da yer verilmediği anlaşıldığından, davacının kişilik haklarının saldırıya uğramadığının kabul edilmesi gerektiği-
Basın özgürlüğü ile kişiyi insan yapan kişilik haklarının çatışması halinde, birinin diğerine üstün tutularak sonuca ulaşılması mümkün olmadığından, her olayın, kendine özgü koşullar içerisinde değerlendirilerek, çözüme bağlanması, yayın yoluyla yapılan eylemin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığının saptanmasında, “gerçeğe uygunluk”, “kamusal ilgi ve toplumsal yarar”, “güncellik” ve “şekle uygunluk” unsurlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği- Eleştiri sınırları aşılarak öz ile biçim arasındaki dengenin bozulması halinde hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşeceği ve bu durumda yazıların davacının kişilik haklarına haksız bir saldırı oluşturduğundan manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-