Manevi tazminata hükmedilebilmesi için, borca aykırı davranışın alacaklının kişilik haklarını ihlal ederek bir zarara yol açmış olması gerekeceği, ancak her borca aykırılığın da kişilik haklarını zedelemeyeceği; bu nedenle ev eşyalarının bir ilden başka bir ile taşınması konusunda yapılan sözleşmeye rağmen eşyaların bir kısmını taşımamış olan taşıyıcıdan " bu olaydan dolayı manevi üzüntü duyduğunu " ileri süren davacının -bu olaydan dolayı davalının, davacının hayatını, vücut bütünlüğünü, şeref ve haysiyetini nasıl ihlal ettiği hususu açıklanmadan- ileri süren davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin açılan davada, dava konusu haber bir bütün olarak ele alındığında güncel hale gelen haberin, kamuoyunun ilgisine haiz olup eleştiri sınırları içerisinde kaldığı, habere yönelik toplumsal ilginin bulunduğu, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, davaya konu olayın özelliği de nazara alındığında, haber başlığının toplumun ilgisini çekmek için çarpıcı nitelikte verilebileceği, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, basın özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığı ve davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığının kabulü ile istemin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Bir dava için birden fazla yetkili mahkeme (genel ve özel) varsa davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu; davacının davayı bu mahkemelerden hiç birinde açmayıp yetkisiz bir mahkemede açması durumunda ise yetkili mahkemeyi seçme hakkının davalıya geçeceği-