«Kıyak emeklilik» olarak bilinen yasa tasarısının TBMM plan ve bütçe komisyonunda tartışıldığı gün görüşmelere katılmayan ve TBMM Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında da aleyhte görüş bildiren milletvekilinin «yüksek maaş çıkaran kıyakçılar»dan biri olarak topluma hedef gösterilmesinin kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Davacıya karşı, yargılama görev ve yetkisinin dışına çıkarak değerlendirmelerde bulunan, yargılamanın yöntem ve uslübuna aykırı davranan davalı hakimin, davacıya tazminat ödemesi gerekeceği–
Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat« kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak kasten davacıya zarar vermek amacıyla veya hiç bir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği– Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da bunun sonucunda açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat« kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak (kasten) davacıya zarar vermek amacı ile veya hiç bir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği-
Yayınlanmasında kamu yararı bulunan «gerçek» ve «güncel» bir haberin (eleştirinin), özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda, hukuka aykırılığının ortadan kalkacağı ve tazminata hükmedilemeyeceği -Karar verme hakkının sınırlarının belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan «gerçeklik» unsurunun burada «somut gerçeklik» olmayıp, «kararın verildiği andaki olayın beliriş biçimine göre görünüşteki gerçeklik» olduğu- Yayınlanan haberin «gerçek» olması halinde, yayında «hukuka aykırılık» bulunduğundan söz edilemeyeceği ve davacı lehine -kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilerek- manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
«Kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu» iddiası ile dava açan davacının bu duruma kendisinin neden olmuş olması halinde, hakimin tazminata hükmetmekten sarfınazar edebileceği (BK.44; şimdi; TBK. mad. 52) –
Açılan manevi tazminat davasının «âtiye bırakılması»nın anlam ve sonuçları–